Üzerine yorum yapmadan duramadığım bir kitap oldu. Bence Schopenhauer, aşktan ölesiye nefret ediyordu ki bu kitabı yazmış diye düşünüyorum. Her şeyi nedenlerle açıklamaya çalıştığını biliyoruz ama burada bazı şeyleri abarttığını görüyoruz. Örneğin, aşk onun için sadece doğacak çocuğun en mükemmel halinin oluşabilmesi için kişilerde oluşan kimyasallar falan. Hatta çoğu yerde ''cinsel aşk'' tabirini kullanıyor. Bunun dışında, kendisi gibi yazar olan annesine duyduğu nefretten dolayı sürekli kadınları aşağılama eğiliminde kendisi. Yaşadığı dönem göz önünde olunca çok şaşıramıyorum. Israrla mantık evliliğini savunması, büyüklerin sözünün dinlenmesini nasihat etmesi ve bu kadın düşmanlığıyla sokak röportajlarındaki dayıları izler gibi oldum kimi zaman. Aradan 2 yüzyıl geçmiş, neler değişmiş, neden hala böyle insanlar var anlayamayacağım. Sanırım incelemem bu kadardı.