Öncelikle kitabın yazarı Schopenhauer’den bahsedelim, Ayrıldığı noktalar olsa da Kant a daha yakın olması ve Nietzsche ‘nin ilk akıl hocası olması, önemli benim için, kötümser bir havası var, kitapta da öyle, hayatın değersizliğine ilişkin görüşleri kasvetli geldi bana, bence kitaptaki ana görüş; karşı cins seçimimizin kendi bencilliğimiz içinmiş gibi görünürken, aslında türün devamı için olmasına inanması yazarın, göreceli de olsa fiziksel olarak güzel, güçlü , entellektüel insanları seçmemizin doğasını da oldukça kalıplara bağlı kalarak buna bağlıyor, yazıldığı dönem itibariyle bakmak lazım esere, bu dönem için güncelliğini yitirmiş bazı görüşleri olduğunu düşündüm, ama net ve dolaysız bir anlatımı var