Çocukken okuduğumuzda çok sevdiğimiz, günlerce elimizden düşürmediğimiz, etkisinde kaldığımız kitaplar vardır. Bir örnek vereyim: Çalıkuşu. Sonraları, ileri yaşlarda bu kitaplara bir daha göz gezdirdiğimizde, aynı tadı alamaz, düş kırıklığına uğrarız. Bazı bölümler hiç de bizim aklımızda kaldığı gibi değildir; başka bölümleri daha yakın buluruz kendimize. Ama işte o kitaplar, edebiyat değerleri ne olursa olsun, bize gönül borçlarını ödemiş, bizi bugünkü “yeni biz” yapmada elimizden şöyle bir tutuvermişlerdir.