Askıya Alınmış Tutku
Marguerite DurasFeatured Askıya Alınmış Tutku Posts
You can find Featured Askıya Alınmış Tutku books, featured Askıya Alınmış Tutku quotes and quotes, featured Askıya Alınmış Tutku authors, featured Askıya Alınmış Tutku reviews and reviews on 1000Kitap.
Ağustos 2019 ..
1 ) 
Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Hemingway. .
2 ) 
Zorro
Isabel Allende
3 ) 
Vadim O Kadar Yeşildi ki
Richard Llewellyn
4 ) 
Fransız Teğmenin Kadını
John Fowles
5 )
"...hiçbir zaman var olmamış bir şeyin izini bırakacaklardı birbirlerinde."
Öldürüyorsun beni, öyle iyisin ki bana..
Hayatımızdaki olaylar hiçbir zaman biricik değildir ve asla, bizim istediğimiz gibi tek anlamlı şekilde birbirini izlemez. Çokludurlar, karşı konulmazdırlar, bilinç içinde sonsuza dek aksederek devam ederler, geçmişimizden geleceğe gidip gelir, akis gibi, su halkaları gibi yayılır ve her seferinde birbirlerini değiştirirler.
Hayatın, olaylarla kronolojik olarak kısımlara ayrıldığı düşünülür çoğunlukla: Gerçekte, olayların erimleri bilinmez. Kayıp anlamı bize geri veren hafızadır. Yine de, görülebilir olan, söylenebilir olan her şey, deneyimimizin görünür kısmı, yüzeyi, gereksiz kısmıdır. Gerisi içeride, karanlıkta, hatta kafamızda yeniden canlandırmamız güç bir noktada kalır. Bir şeyler ne kadar yoğunsa, bütün olarak ortaya sermek de o kadar güç hale gelir.
Hiroşima Sevgilim
Kitabı yazmayı bitirdikten sonra, bu ismi taşıyan tüm diğer kitaplara tepki olarak bu adı koymaya karar verdim. Bu bir aşk hikâyesi değil, tutkunun ortasında, adını koymanın olanaksızlığı içinde askıda kalan her şeyin hikâyesi. Kitabın anlamı da tamamen burada, bu elipsin içinde.
Sahafta geçen bir mutlu gün daha :)
“Bizim için önem taşıyan her şeyin ötesinde olduğundan kavuşmak imkan dahilinde değilmiş gibi gözüktükçe bizi çeken ötekine, sanki bize rağmen, zorunlu olarak bağlayan şeydir tutku.”
Sayfa 47 - Can yayınları— Maurice Blanchot — İtiraf Edilemeyen Cemaat
Stalin modeli, devrimden uzaklaşıyordu ve 1956 yılında Macaristan'da yaşanan olaylar canımı sıkmıştı. Partiden ayrılmak tabii ki bir travmaydı. Ancak 1968'le, kendime rağmen, komünist ideolojinin kurbanı olduğum hissinden kurtuldum. Bireyin çelişkilerini ortadan kaldırmaya çalışırken, bireyi daha da yabancılaştıran Marksist demagojiden bıkmıştım.