Hayatın, olaylarla kronolojik olarak kısımlara ayrıldığı düşünülür çoğunlukla: Gerçekte, olayların erimleri bilinmez. Kayıp anlamı bize geri veren hafızadır. Yine de, görülebilir olan, söylenebilir olan her şey, deneyimimizin görünür kısmı, yüzeyi, gereksiz kısmıdır. Gerisi içeride, karanlıkta, hatta kafamızda yeniden canlandırmamız güç bir noktada kalır. Bir şeyler ne kadar yoğunsa, bütün olarak ortaya sermek de o kadar güç hale gelir.