Doğu Afrika’ya götürüyor bizi yazar. Kilimanjaro’nun eteklerine. Amboseli Milli Parkı’na. Küçük bir kız yaşıyor burada ailesiyle: Patricia. Babası bu parkın yöneticisi. Patricia’nın bir aslanla kurduğu sıra dışı dostluk ve yakınlık, ailesinin, Masai kabilesinden genç bir erkeğin, oraya ziyaretçi olarak gelmiş (aynı zamanda anlatıcı olan) bir adamın ve hatta nihayetinde kendisinin hayatını tümden değiştiriyor.
İnsanın hayvan ile, vahşi doğa ile ilişkisini irdeleyen bir roman. Bu irdeleyişte beyaz adamı eleştiren bir yan da var.
Okurken kimi zaman tozun toprağa karıştığı düzlüklerde kalakaldığını hissediyor insan, vahşi yaşamın büyüleyici, acımasız, sert yanını görüyor; kimi zaman da tüm bu doğa kanunları acizliğimizi hatırlatıyor, fazla korkunç ve içinde yaşanılması imkansız geliyor.
Yine de aciz olan insanın zekası mı galip geliyor sonunda, vahşi olan hayvanın fiziksel gücü mü, bunu okuyup görmek gerek.