Yorumlar ve İncelemeler
Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı,kalemi öyle güzel ki her iki kitabı da deyim yerindeyse su gibi akıp gidiyor.
Bu güzel kitabımızın konusu Dönemin seydası ve yazarımızın dedesi olan Seyyid Muhammed Raşid Erol hocamızın hayatını ve anılarını anlatıyor.
Yazarımızın dedesine olan sevgisi,hasreti ve duyduğu özlem’i okuyoruz.
Bu kitabı yazarken 
Sadiye Erol Aykaç hocamızın neler hissettiğini çok merak ettim,çünkü dedesinin doğduğu,yaşadığı yerleri ziyaret edip,yürüdüğü yollarda yürümek ve bunu usta bir şekilde kaleme dökmek nasıl güzel bir duygudur kim bilir.
Ve kitap da en çok sevdiğim şeylerden biri geçmiş ve gelecek şeklinde anlatılması oldu.
Kitabın sayfalarının arasında resmen kayboldum,okudukça kendimi yeniden buldum.Kitabı okuyup bitirdiğiniz de o kapağı kapatınca içinizde maneviyat duygunuzun dolu dolu olduğunu hissedeceksiniz.
Kitabın içerisinde sahiplendiğim,altını çizdiğim onlarca cümle oldu.Her bir cümle ders niteliğinde,inanıyorum ki zamanı geldiğinde bu cümleler bana doğru yolu gösterecek yada ışık olacak..
Aydınlatıcı, bilgilendirici,bilmediklerimize, merak ettiklerimize yönlendirici kıymetli bir eser…Bu eser hakkında ne yazarsam yazayım az kalacakmış gibime geliyor…
Hem akla hem kalbe hitap eden tasavvufi anlamda da beni etkileyen bir eser oldu.Uzun bir süre etkisinden çıkabileceğimi sanmıyorum.Sizlerde muhakkak bu kitabı okuyun,okutturun.
Asr-ı Seyda
1930-1993 yılları arasında yaşamış ‘içkiyi bıraktıran şeyh’, ‘Menzil şeyhi’ olarak anılan ve dönemin idaresince sürgün, suikast gibi türlü eziyetlere düçar olan Hz. Peygamber’in torunu Seyyid Muhammed Raşid Erol’un hayatının roman formatı…
Hazretin torunu olan Sadiye Erol Aykaç’ın ilk romanı olan bu eser, babası Seyyid Abdülhakim el Hüseynî’nin ilim, tasavvuf yolculuğundan başlıyor; Seyda Hazretleri’nin doğumu, gençliği, babası Seyyid Abdülhakim Hazretleri ile münasebeti, ilim ve tarikattaki üstünlüğü, hilafet ve mürşidlik zamanları, yerleştikleri Menzil köyüne kadar ki durakları, 12 Eylül 1980 darbesi sonucunda dönemin idaresi tarafından 15 ay sürgün edildiği gibi hayatının ana damarlarının baz alındığı ve sözlerinden alıntılarla süslendiği bir eser olarak tamamlanıyor. Seyyid Abdülhakim ve Seyyid Muhammed Raşid (ks)’in müsamahasını, sabrını canlı canlı okuyacağınız müthiş eser… İlk olarak 2014’te Kapı Yayınları’ndan çıktığında okumuştum ve 7 küsur yıl sonra Nesil Yayınları baskısını da okumuş oldum. Eseri hem kendi gözünden hem de Hasan ismindeki bir tövbekâr sofinin gözünden anlatan yazar, sonra bu iki parçayı Menzil’de merkad denilen büyüklerin kabrinde birleştiriyor. Yazarın, Van’dan dedelerinin durakladığı köylere yaptığı yolculuklar ile başladığı hikâye Menzil’de dedesinin kabrinde son buluyor. Mahir kalemin sahibi Sadiye Erol Aykaç’ın belki de en özel eseri… Okuyun. 
Sadiye Erol Aykaç 
Asr-ı Seyda
Merhaba sevgili kitap kurtları bugün sizlere tasavvufi bir kitapla geldim Kitap Bir Seyyid Muhammed Raşid Erol'u anlatıyor.
Sadiye Hanım'ın kaleminden okuduğum her kitap birbirinden değerli.
Bu kitabımızda Sadiye Hanım dedesinin ve onun dedesinin hayatını anlatıyor. Bu hayatı anlatırken önce eline bir defter geçmesi ile yolculuğa çıkıyor. Bu mübareklerin nerelerde, nasıl yaşadığını ne zorluklar çektiğini anlatıyor. Dedesinin babası Gavs, Dedesi ise Seyda olarak biliniyor. Bu unvanlar öyle herkese verilmiyor tabi.
Bölümler Nakşibendilerin 11 esasına göre ayrılmış. Zaten dedelerimiz de aynı tarikattan. Nakkaş kitabından sonra devam gibi oldu bana. İçerikler aynı değildi belki ama yüreğimden vurdu ikisi de.
Sizlere sarhoş biri sofi olur desem nasıl tepki verirsiniz? Gazinolardan sarhoşlar toplanıyor dergahlara götürülüyor desem? Hayır, hayır kesinlikle düşündüğünüz gibi değil. Ne kadar da az tanıyoruz aslında hayatımızda olması gereken mübarek insanları. Harbi ne kadarını biliyoruz? Hayatları öyle bir içine aldı ki beni sanki Seyda ile ben yaşadım, sanki karşımdaydı.
Daha fazla ne anlatayım sizlere bilmiyorum. Mutlaka okuyun diyorum
Yazarımızın kalemine sağlık
Sadiye Erol Aykaç
