Cosimo, rahatça yerleşebileceği koca bir dalın çatalına kadar tırmandı, üç köşeli şapkası alnına düşmüş, başı omuzlarına gömülü, elleri koltukaltlarında, bacaklarını sarkıtarak oraya oturdu.
Babamız pencerenin pervazından sarktı. “Elbet orada oturmaktan yorulup fikrini değiştireceksin!” diye bağırdı.
“Asla değiştirmeyeceğim!” diye karşılık verdi ağabeyim dalın tepesinden.
“Gününü göstereceğim sana, hele bir aşağı in!”
“Bir daha aşağı inmeyeceğim!” Ve sözünü tuttu.
Öykü yazma sanatı, yaşamdan anlayabildiğimiz hiçten geri kalan bütün şeyleri çıkarmayı bilme sanatıdır; ama sayfa sona erdimi yaşam yeniden başlar ve bir bakarız ki, bildiğimiz şey gerçekten koskoca bir hiçmiş.
Kısacası, Fransız devriminin yapılma sebeplerinin hepsi bizde de mevcuttu. Ne var ki, burası Fransa değildi, haliyle devrim de olmadı. Bizim memlekette her zaman sebepler vardır, ama sonuçları gelmez arkasından.