Alaska ve Kuzey topraklarında geçen öykülerde altın ve maden arayışı, kış mevsiminin zorluğu, donan ırmaklar, açlıktan çöpe dönen adamlar, insanın ne kadar açgözlü, gözü doymaz varlık olduğunu ve buzdan bir cehennem üzerine kurulu on bir adet öyküyü konu alıyor. Ayrıca yaşadığı dönemde kadınların değeri birçok kişi için bir anlam ifade etmezken bu eserinde de kadınlar üzerinde çok durması London’ nun kadınlara verdiği değerin göstergesidir.
Daha önce London eseri okumadıysanız ya da yeni başlayacak iseniz size derinliği az, yüzeysel kalıyor gibi gelebilir ama unutmayın ki bu eser yazarın öykücülüğe yeni adım attığı dönemler olduğu için koleksiyonerlerin tercih edebileceği bir eser diyerek farklı bir eseri tercih etmenizi öneriyorum. Eğer okumakta ısrar ediyorsanız zamana yayarak okumak bir seçenek olabilir.
1901 yılında dergilerde yayınlanmış on bir öykü bana göre daha önce okuduğum Kurdun Oğlu’na göre daha akıcı ve macera doluydu.
Buzdan cehennem içerisinde kadın olmak, inanç, önyargı, sadakat, intikam, aşk içeren sürükleyici, ters köşe, komik, acıklı komik, sıcak London öykülerini keyifle okumanız dileğiyle.