You can find Oldest Atatürk: Ben de Bir İnsanım quotes, oldest Atatürk: Ben de Bir İnsanım book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Paşa:
"Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken İngiliz, Fransız, Avustralyalı,
Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar!
Burada bir dost vatanın toprağındasınız.
Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz.
Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar!
Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve
huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.
Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır!"
"Birçok zaferler kazandım. Fakat bunların, en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş anlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum."
Köşkte o gece yine Saz Heyeti var. Atatürk'ün sevdiği şarkılar, türküler birbirini izliyor:
"Cânâ rakibi handan edersin"
"Kaçma mecburundan ey ahuyu vahşi ülfet et"
"Habgâhı yâre girdim arz için ahvalimi
Bir perişan halini gördüm unuttum halimi"
"Mani oluyor halimi takrire hicabım"
Gazi, rakısını yudumlarken sıra,
"Vardar ovası, Vardar ovası"na ve arkasından da,
"Manastırın ortasında var bir havuz,
canım havuz" türküsüne geldiğinde o da söylüyordu artık.
Adamın canı burnundan geliyordu zaten. Yaşam güçtü. Tek avuntusu kasabanın
kahve hanesinde dumanını içine çekip savurduğu sigarasıydı. Ama o da bu kere zehir
gibiydi, kötü de kokuyordu. Şuradan buradan ucuza bulup buluşturduğu kaçak tütünü
sardığı sigara kağıdının satışını Tekel yasakladığı için o da ister istemez gazete kağıdına sarmıştı. Gazete kağıdı yanınca da tütünün tadını berbat ediyor, bir de üstelik pis pis kokuyordu. Hırsla çarptı ağzındaki sigarayı yere. Kendisine reva görülen bu zulmün sorumlusu elbetteki hükümet ve onun başındaki Gazi Mustafa Kemal Paşa idi. O bastı küfürü, sövüp saydı Gazi'ye...
Gazi'ye sövüp saymak!... Hemen tutuklanacaktı. Ama ceza davası açılabilmesi için yasa gereğince, sözlerinin hedefi Cumhurbaşkanı olduğundan onun izni gerekiyordu.
Adalet Bakanı'na gelen soruşturma evrakını bakan da Gazi'nin önüne koyacak ve
vereceği izni imzalamasını isteyecekti. Ne ki, Gazi'nin sorusu karşısında şaşırıp kalacaktı:
"-Sen hiç gazete kağıdı ile sarılmış sigara içtin mi?"
"-Hayır efendim."
"-Ben içtim, o kadar berbat bir şeydir ki... Adam haklı, ben de olsam aynı şeyi yapardım.
Takibata lüzum yok. Zavallıyı serbest bırakınız."
Gerçek insan, insan sevgisiyle dopdoludur. Ama insan, kendi türünden başka canlıları da sevmekle, koruyup esirgemekle gerçek insan olur. İşte, hayvan ve doğa sevgisi, Atatürk'ün o engin insan aşkına eşlik ediyordu. O, yalnız doğayı sevmekle kalmıyor, ağaçları, yeşili, çiçekleri de koruması altına almış bulunuyordu. Bir gün şöyle diyecekti Sabiha Gökçen'e:
"-Sabiha kızım, ben hayattayken çiçeklerimle kendim meşgul oluyorum. Onlara bakıyorum, baktırıyorum. Biz bakmasak dilleri mi var bizden su isteyecek, gübre isteyecek, ışıklı bir yer ya da gölgelik isteyecek?"