Atatürk'le Konuşmalar

Mustafa Baydar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Görünmeyen Düşman
"Görünen düşman bir kılıç darbesiyle yok edilebildi.Fakat ya görünmeyen düşman..."
Sayfa 5 - Varlık yayınları,sayı :773
MUSTAFA KEMAL'İN GENERAL HARBORD'A VERDİĞİ MÜLAKAT
Birinci Cihan Harbi'nde, General Pershing'in kurmay başkanı bulunan General Harbord 1919 Eylülünde Sivas'a gelir ve burada Mustafa Kemal'le görüşür, General bir hayli konuştuktan sonra sözlerine şunları ekler: "- Ben bu vazifeye getirildiğim zaman Türk tarihini okudum. Gördüm ki milletiniz büyük ordular hazırlamış, büyük kumandanlar yetiştirmiştir. Bunu yapan bir millet, mutlâka bir medeniyet sahibi olmalıdır. Bunu takdir ederim. Fakat bugünkü vaziyetimize bakalım. Başta Almanya olmak üzere dört müttefiktiniz. Dört sene muharebe ettiniz, neticede mağlup oldunuz. Dördünüz bir arada yapamadığınız bir şeyi, bu vaziyetimizde tek başınıza yapmayı nasıl düşünebilirsiniz? Fertlerin intihar ettiğini vakit vakit görürüz. Şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız! Atatürk, büyük bir heyecan içinde bu sözlere aşağıdaki cevabı vermişler: "- Generale teşekkür ederim. Tarihimizi okumuş, milletimizin büyük ordular, büyük kumandanlar yetiştirdiğini, bunun için milletimizin bir medeniyete sahip olması lâzım geleceğini takdir ve kabul ediyor. Fakat şunu bilmesini isterim ki biz, emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi tedrici, sefil bir ölüme mahkûm olmaktan ise babalarımızın oğlu sıfatıyla vuruşa vuruşa ölmeği tercih ediyoruz." Atatürk, bu son sözleri söylerken, avucu ile, bir pençeye düşmüş bir kuş işareti yapıyor ve avucunu sıkarak tedrici ve sefil ölümün şeklini gösteriyor. Harbord, ve arkadaşları sessizce ayağa kalkıyorlar: "-Biz de olsak öyle yapardık..." Diyorlar ve Atatürk'le arkadaşlarının elini sessizce sıkarak oradan uzaklaşıyorlar. (Vatan'dan, 10 Kasım 1952)
Sayfa 24-25 Cumhuriyet, Nisan 2000Kitabı okudu
Reklam
Atatürk çıkarcıların, cahillerin ve yobazların elinde bir kazanç aracı, bir hurafeler, batıl inanışlar dolabı haline gelmiş, yüzyıllardır her türlü ileri atılıma, ileri düşünceye engel olan dinin çürümüş, bozulmuş zavahiri ile savaştı. Atatürk dinle değil, din adına oynanan trajedi ile din adına ulusu medeniyet dünyasından ayıran, ulusu cahil bırakan, geri bırakan, yoksul bırakan kafa ile düşünce ile inanışla savaştı.
Sayfa 12 - Cumhuriyet, Nisan 2000Kitabı okudu
Atatürk, ne el sürülemez, dokunulamaz bir tabu, ne üzerinde fikir yürütülmesine cevaz verilmeyen kutsal kitap hükmünde bir varlık, ne bir veli, ne de bir masal kahramanıdır. O, olayların zorlamasıyla, bu milletin bağrından doğmuş bir hakikat adamıdır, bir vatan kahramanıdır. Bir ulusun yok olma felaketini, var olma saadetine çeviren adamdır.
Sayfa 14 - Cumhuriyet, Nisan 2000Kitabı okudu
Gözüm Paşanın yazı masasının üzerinde asılı duran güzel yüzlü bir Türk hanımının portresine ilişti. - Ne güzel bir yüz! diye haykırdım. Paşa, göze çarpan bir gurula "Anam" dedi. - Onu görmenin büyük zevkine varabilir miyim! dedim. " - Çok hastadır. Doktorlar gece gündüz yanındadırlar. Heyhat, korkuyorum artık iyi olmayacak." Sonra merdivenden çıkıp hastanın dairesine gittik. Onu bir divan üzerinde yastıklara dayanıp oturuyor görünce şaş­tım. İlk önce onun ölüme bu kadar yakın olduğuna inanmak güçtü. - "Yazık!" dedi Mustafa Kemal, "Onun ıstırabı benim yüzümdendir. Benim sürgün kaldığım yıllar esnasında çekti­ği ıstırap ve döktüğü gözyaşlarının hesabını şimdi veriyor. O çok söyleyemeyecek kadar meyustu (üzgündü), sesinde keder vardı. - "Şimdi siz de onun zaferine iştirak edebilirsiniz, de­dim, Oğlunuzla kimbilir ne kadar iftihar ediyorsunuz. Onun yaptıkları fevkaladedir. Ben yalnız onun eserini görmüş olmak ve onunla konuşmuş olmakla iftihar ediyorum." Bana heyecanla teşekkür etti ve dedi ki: "Allahın bana bu oğulu vatanı kurtarmak için gönderdiğine inanıyorum."
Sayfa 105 - Cumhuriyet, Nisan 2000 / MUSTAFA KEMAL'İN GRACE ELLİSON'A VERDİĞİ MÜLAKAT, (Yücel Mec. Mart 1940, sayı:61)Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.