Biz Harbiye 'de okurken bir kış gene böyle çok şiddetli geçiyordu,okulun sobaları yanmıyordu. Derdimizi idareye anlatamadık. Arkadaslar müdüre çıkmak için beni seçtiler. Müdür Zülüflü İsmail Paşa... Kendisini görmek için izinler aldım. Huzura çıktık. Soba meselesini açtık. Paşa birdenbire gürledi :"Soğuk mu? Ne soğuğu? Padişah efendimizin nimetleri gözünüze dizinize dursun. Görmüyor musunuz sobalar cayır cayır yanıyor. Çıkın, nankörler!" ... Baktık müdürün sobası gerçekten gürül gürül yanıyor. Paşa da buram buram terliyordu. Sıcaktan yakasını açmıştı. Ve sanıyordu ki mektebin tüm sobaları böyle yanmakta..."
"Görüyorum, hala görüyorum. Yurt için dövüşen aslanlara, sırtlarında mermi taşıyan Anadolu kadınlarının, Türk analarının dağlardan, bayırlardan zafere cephane taşıdıklarını görüyorum..."