Atatürk ve Demokratik Türkiye

Halil İnalcık

Oldest Atatürk ve Demokratik Türkiye Posts

You can find Oldest Atatürk ve Demokratik Türkiye books, oldest Atatürk ve Demokratik Türkiye quotes and quotes, oldest Atatürk ve Demokratik Türkiye authors, oldest Atatürk ve Demokratik Türkiye reviews and reviews on 1000Kitap.
Sakarya, gerçekten Mustafa Kemal’in ve yeni Türk devletinin tarihinde kesin bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal’in vatan kurtarıcı önderliğine kimse karşı gelememiştir. O zaman kafkas sınırında bekleyen Enver Paşa bu zafer üzerine bırakıp gitmiştir. Sakarya’dan sonra bütün dünya, Anadolu’da yeni bir Türk devletinin yükseldiğini kabul etmeye başlamıştır.
Bu aşamada, devrimlerin başlangıcı olarak büyük önemi olan olay hilafetin kaldırılmasıdır. Bağımsızlık savaşında kendisiyle beraber olan eski silah arkadaşları, Rauf, Refet ve Kazım Karabekir, hilafetin kaldırılmasına karşı cephe almışlar, gerçekte onun bütün devlet iktidarının kendi tekelinde almasına karşı çıkmışlardır. Mustafa Kemal ise, Kurtuluş Savaşı’ndaki olağanüstü başarısından sonra, çağdaş Türkiye’yi yaratmak için, saltanat ve hilafetten sonra meclisteki bu muhalefetin de bertaraf edilmesi gerektiğini hissediyordum. Başka bir ifadeyle, o, radikal devrimlerini uygulamak için devletin başına geçmeli, tam ve mutlak bir iktidara sahip olmalıydı.
Reklam
Hilafetin kaldırılmasından iki yıl önce, 14 Kasım 1922’de Lozan Konferansı’na giderken İsmet Paşa, Hint Müslümanlarının temsilcilerine şu beyanatta bulunmuştu: “Hintlilerin istediği gibi, halifenin İslam’ın mukaddes makamları Mekke ve Medine üzerinde egemenlik iddiası, Türkiye’nin Arabistan’da egemenliğini devam ettirmesi şeklinde yorumlanacaktır; bunu daha, ne Araplar ne de dünya kabul edecektir. Kaldı ki, Türkiye milli devletinin böyle emperyalist bir iddia da bulunması söz konusu olamaz; biz öbür Müslüman milletlerin de özgürlüğünü candan isteriz. Aynı zamanda dini bakımdan hilafete bağlıyız ama hilafeti bir siyasi araç olarak kullanmayız.”
1881’de Selanik’te dünyaya gelen Makedonyalı çocuğun, kısa hayatında bir büyük askerî deha, emperyalist dünyaya meydan okuyan milliyetçi bir lider, altı yüz yıllık bir saltanatı tarihe gömmen bir ihtilâlci ve yeni bir devletin kurucusu olacağını o zaman kimse kestiremezdi.
Fakat İran’da olduğu gibi Afganistan’da da, Atatürk çizgisinde modern bir devlet yaratma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu dönemde bu memleketlerin başarısızlığı, çağdaşlaşma doğrultusunda Osmanlı Türkiyesi gibi uzun bir geçmişi ve deneyiminin olmaması, fikrî bir aydınlanma devresi geçirmemesi ve toplumda kabile geleneğinin güçlü olmasından ileri gelmiş olmalıdır.
Atatürk, çağdaş Türk toplumu tasarısını seküler bir eğitim sistemi ile genç kuşaklara mahal etmesini bilmiş, devrimlere yasal ve kurumsal bir çerçeve kazandırmış ve bunları merkeziyetçi aydın bir bürokrasinin eline vermiştir.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.