You can find Atatürk Ve Devrim Kuramları books, Atatürk Ve Devrim Kuramları quotes and quotes, Atatürk Ve Devrim Kuramları authors, Atatürk Ve Devrim Kuramları reviews and reviews on 1000Kitap.
İlkeleri açısından sert, kişisel açıdan hoşgörülü ve bağışlayıcıydı. Atatürk hakkında anlatılanların vurguladığı bir başka gerçek, ilkelerinden ve özellikle devrimlerinden hiç ödün vermediği, buna karşılık, kişisel bakımdan hoşgörülü ve bağışlayıcı olduğuydu. Şu öykü gerek ilkeler, gerekse kişisel bağışlayıcılığı açısından ilginçtir:
“Florya
Atatürk son derece cesurdu, ölümden bile korkmazdı.
'Düşman siperlerine bakmak!' Bu, hiç kolay değildi. Düşman, ateşten göz açtırmazdı. 'O', bu göz açtırmayan ateş'e 'gözlerini kırpmadan' bakardı.
'O'nu ben, ilk defa, 'Korku bilmeyen adam' olarak tanıdım.
Atatürk'ün hiç uyumadan üç gün durabildiğini de, görmüş ve gözlerime inanamamıştım. Cephede değildik, savaş da yoktu. Uykusuzluğu gerektirecek önemli bir olayla da karşı karşıya bulunmuyorduk. Fakat o, bir işe, ama ciddi bir işe başladı mı, onun sonunun geldiğini görmeden asla rahat edemezdi.
Atatürk, çalışmaları sırasında yer ve zaman ögeleriyle ilgili değildi. Nerede ve hangi şartlar altında olursa olsun, yurt çıkarlarını kapsayan bir görev belirdi mi, onu yerine getirmeğe çalışırdı. Gezileri sırasında trende ya da otomobil içinde evrak açtırarak çalıştığı çoktur. En keyifli eğlence anında sofrada bile karşısında görevlilerden birini gördü mü sohbeti, konuşmayı hemen yarıda keser, 'Beni mi istiyorsun?' diye kalkıp giderdi. Ülke işlerini her şeyin üstünde tutardı. Eline aldığı herhangi bir işi de yarım bırakmaz, bitirmeden rahat edemezdi. Bazan hiç durmadan okuduğu, kırk sekiz saat aralıksız çalıştığı da olmuştur. Çankaya Köşkünde eline geçirdiği bir tarih kitabını bitirmek için iki gün, iki gece hiç yatağa girmemiş, şezlongta dinlenmekle yetinmişti. Yalnız kaldığı ya da okuduğu zamanlar masaya pek iltifat etmez, koltuğa bağdaş kurup oturmayı daha çok severdi.
Hıfzı Veldet de Atatürk'ü şöyle anlatıyor:
«Bence Meclisin en iyi konuşan ve olayları en doyurucu biçimde anlatan hatibi Mustafa Kemal Paşa idi. Kesin ifadeli, çok etkili, kararlı, zaman zaman sertlik taşıyan, fakat batmayan, ürkütmeyen bir konuşma tarzı vardı Reis Paşa'nın.
O seyrek, fakat özlü konuşurdu.
Meclise başkanlık ettiği günler, laf meraklısı kimi milletvekillerinin konu dışına çıkmalarına müsaade etmez, görüşmeleri, her zaman, tartışılan konunun doğrultusunda yürütür ve böylece çalışmalardan daha çabuk sonuç alınır, işler daha çabuk yürürdü.»