İnsanoğlunun ileri çocukları, gelişmiş teknolojiye sahip toplumlardır. Atomu parçalayan, bilgisayarları üreten ve uzay teknolojisine geçen toplumlardır, insanlığın geleceğini belirleyen toplumlar.
Oysa, insanoğlunun çoğunluğu azgelişmiş toplumlar biçiminde yaşamaktadır. Üstelik bunların önemli bir bölümü, yalnız «azgelişmiş» değil. «geri bıraktırılmış» toplumlardır. Yani, insanoğlunun bir bölümü, «gelişmiş ülke» adı altında, başka bölümlerini işgal etmiş ve sömürmüştür. Askeri işgal sonrası kurumlaşan ekonomik sömürü, «gelişmiş ülkelerin bir bölümünü iyice gelişmiş yaparken, sömürge ülkeler de geri bıraktırılmışlığın pençesinden bir türlü kurtulamamışlardır. Örneğin Hindistan halkı açlığın pençesinde kıvranırken, bu ülkeyi sömüren İngiltere, insanoğlunun önünde yeni ufuklar açan «endüstri devrimi»ni gerçekleştirmiştir. Böylece, tüm insanlığın malı olan, «endüstri devrimi>> nde doğu ülkelerinin de büyük payı olmakla birlikte, bu devrimin ürünlerinden en büyük yararı batı ülkeleri sağlamıştır.
Teknolojisi ileri olan ülkeler, tüm dünyayı etkileri altına alır. Onların dilleri daha yaygın konuşulur. Kısacası, teknolojisi ileri olan ülkeler, öteki ülkeleri ideolojik açıdan da etkiler. Doğal bilimler de, toplumsal bilimler de daha çok bu toplumların girişkenliğinde ve öncülüğünde gelişir. Çünkü bu toplumların bilime ayırdıkları zaman, para ve beyin gücü, öteki toplumlardan daha fazladır. Sonuç olarak bu toplumların bilimsel üretimleri tüm insanlığı etkiler.