Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar)

Hafız Yaşar Okur

By Number of Pages Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar) Quotes

You can find By Number Of Pages Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar) quotes, by number of pages Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hafız Yaşar Okur
Sultan Reşad'ın ölümünden sonra, Sultan Vahdettin ve onun kaçışından sonra Halife Abdülmecid'in yanlarında da ayni vazifeleri ifa etmiştir. 1924 yılında Hilafetin ilgası üzerine, Ankara'da teşkil olunan Riyaseti Cumhur ince saz heyetine yüzbaşı rütbesiyle tâyin edilerek aziz Atatürk'ün teveccüh ve takdirlerini kazanmış ve bir müddet sonra binbaşılığa terfi ederek Fasıl Heyeti Şefliğine tâyin edilmiştir. 1930 yılında talebi üzerine emekliye ayrılmışsa da, Atatürk'ün vefatına kadar, Atatürk kendisini yanından ayırmamıştır. Musiki sahasındaki derin vukufu, sesinin güzellik ve mânâsı, bestekârlığı yanında, Atatürk'le 15 yıl beraber olmanın ve onun teveccüh ve muhabbetini kazanmış olmak gibi büyük bir mazhariyeti haiz olan Hafız Yaşar Bey, Hâlen 78 yaşında olup, İstanbul'da ikamet buyurmaktadırlar.
Sayfa 7 - 1. BaşlangıçKitabı okudu
Öteden beri Atatürk'ün dine karşı güya kayıtsız kaldığını iddia eden bir takım bedbahtlar, hem bu eşsiz kahraman’ın, hem de asîl Türk milletinin mukaddes inançlarına saygısızlık göstermişlerdir. 15 yıl yanlarında bulunmanın bana verdiği hak ve selâhiyetle diyebilirim ki Atatürk, dine karşı hiç bir zaman kayıtsız kalmamış, yalnız dini istismar edenlere cephe almıştır.
Reklam
Öteden beri Atatürk'ün dine karşı güya kayıtsız kaldığını iddia eden bir takım bedbahtlar, hem bu eşsiz kahramanın, hem de asil Türk milletinin mukaddes inançlarına saygısızlık göstermişlerdir. 15 yıl yanlarında bulunmanın bana verdiği hak ve selahiyetle diyebilirim ki Atatürk, dine karşı hiçbir zaman kayıtsız kalmamış, yalnız dini istismar edenlere cephe almıştır.
Sayfa 9 - 1. BaşlangıçKitabı okudu
Ramazanların Atam için çok büyük bir önemi vardı. Ramazan gelir gelmez incesaz heyeti Çankaya Köşkü’ne giremezdi. Kandil geceleri de saz çaldırmazlardı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kur'an-ı Kerimden bazı sureler okuturlardı. Ben okurken gözleri bir noktaya takılır, derin bir huşu ile dinlerlerdi. Ruhan çok mütelezziz olduğu her halinden anlaşılırdı.
Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram-ı Velî ve Zincirlikuyu Camilerinde şehitlerimizin ruhuna hatm-i şerif okumamı emrederlerdi. O günlerde civar kasaba ve köylerden gelenlerle de cami hınca hınç dolardı. Atamın emirleriyle şehitlerimizin ruhuna hediye edilen bu hatm-i şerif kıraatlarında İlâhî nağmeler cami duvarlarında ihtizazlar yaparak dalga dalga yayılırdı. Bu esnada cemaat huşu içinde dinler, şehit kardeşlerinin, babalarının ve dedelerinin ruhlarının istirahatı için dua ederler, sıcak göz yaşları dökerlerdi.
Atam’la Ramazan Özel
Ramazanların Atam için çok büyük bir önemi vardı. Ramazan gelir gelmez incesaz heyeti Çankaya Köşküne giremezdi. Kandil geceleri de saz çaldırmazlardı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kur'ân-ı Kerîmden bazı Sûreler okuturlardı. Ben okurken gözleri bir noktaya takılır, derin bir huşu ile dinlerlerdi. Ruhan çok mütelezziz olduğu her hâlinden anlaşılırdı. Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram-ı Velî ve Zincirlikuyu Camilerinde şehitlerimizin ruhuna hatm-i şerif okumamı emrederlerdi. O günlerde civar kasaba ve köylerden gelenlerle de cami hınca hınç dolardı. Atamın emirleriyle şehitlerimizin ruhuna hediye edilen bu hatm-i şerif kıraatlarında ilâhî nağmeler cami duvarlarında ihtizazlar yaparak dalga dalga yayılırdı. Bu esnada cemaat huşu içinde dinler, şehit kardeşlerinin, babalarının ve dedelerinin ruhlarının istirahatı için dua ederler, sıcak göz yaşları dökerlerdi.
Sayfa 10 - 2. RamazandaKitabı okudu
Reklam
Büyük Atatürk bir çok vesilelerle şöyle demiştir: «Mukaddes mihrabı, cehlin elinden alıp ehlinin eline vermek zamanı gelmiştir.»
O, camileri ibâdet için olduğu kadar, düşünmek, meşveret etmek için de birer mukaddes yer olarak telâkki ederdi. Peygamberimiz Efendimizden de büyük bir takdirle bahsederlerdi. O devirler için hep: «Hazret-i Peygamberin zaman-ı saadetlerinde» diye saygı kelimeleri kullanırlardı. Ayrıca Peygamber Efendimizin dirayetli bir devlet adamı, iyi bir baş kumandan olduğunu da sık sık tekrarlarlardı. Velhasıl, büyük Atatürk'ün Ramazanlara karşı ilgisi ve saygısı vardı. Herkesin inancına hürmet ederdi, Mâneviyata bağlı idi.
Sayfa 11 - 2. RamazandaKitabı okudu
Büyük Atatürk bir çok vesilelerle şöyle demiştir: «Mukaddes mihrabı, cehlin elinden alıp ehlinin eline vermek zamanı gelmiştir.»
Tanrı uludur,
Hafızlar ikişer ikişer oldular ve şu metin üzerinden meşke başladılar: «Allah büyüktür, Allah büyüktür.» Sultan Selimli Hafız Rıza Efendi bu tercümeye itiraz etti. Bolu mebusu Cemil Beye dönerek: «- Efendim, dedi: Türkün Tanrısı vardır. Bu «Tanrı» şeklinde okunursa daha muvafık olur kanaatindeyim.» Rıza Efendinin teklifini Cemil Bey pek ilgi çekici bulmuş olmalı ki, arzetmek üzere hemen Atatürk'ün huzuruna girdi. Döndüğü zaman hepimizi Gazinin yanına götürdü. Atatürk, tekbir tercümesinin sadeleştirilmesi hususunda gösterilen arzu üzerine: «- Peki arkadaşlar, dedi: Tekbirin tercümesini okuyunuz bakalım.» Okundu: «Tanrı uludur, Tanrı uludur. Tanndan başka Tanrı yoktur. Tanrı uludur, Tanrı uludur ve hamd ona mahsustur.» Atatürk bu tercüme şeklini çok beğendi.
Sayfa 12 - 3. Bayram TekbirleriKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.