Benim karım, iyi piyano çalar, iyi at biner, iyi de yemek yapar, diyordu. Bu mesut günler Cumhuriyetin ilan edilmesiyle daha bir anlam kazanacaktı.
O akşam Gazi’nin bütün yakın çevresi köşkteydi.
“Arkadaşlar,” dedi Gazi, “hazır olun yann Cumhuriyeti ilan ediyoruz!”
Herkesi bir heyecan sarmıştı. Yeni devletin yönetiminin nasıl olacağı konusunda başlayan tartışmalar böylece son bulacaktı. Cumhuriyet rejimi, halka dayalı en makul rejim diyordu Gazi... O gece sabahın ilk ışıklarına kadar herkes oradaydı. Bu tarihî güne büyük bir heyecanla girildi.
“Ingiltere’ye savaş mı açıyorsunuz?” demişti.
İşte Paşa burada son sözünü söyledi:
“Savaş açmak mı? Siz yoksa Sevr Antlaşmasının hâlâ yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırttık... Karşımda oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz! Fakat görüyorum ‘Barış antlaşması yapmamış’ iki devletiz. Savaş hukuku yürürlüktedir. Gemilerinizi derhal karasularımızdan çekmenizi size ihtar ediyorum!”
Limana yanaşırken gözü hükümet konağına çekili Yunan bayrağına takıldı. Bu, işgalin açık resmiydi. Ama son bulacak Latife, merak etme dedi içindeki ses.