Atatürk'ün İslama Hizmetleri

Turan Bozkurt

Atatürk'ün İslama Hizmetleri Sözleri ve Alıntıları

Atatürk'ün İslama Hizmetleri sözleri ve alıntılarını, Atatürk'ün İslama Hizmetleri kitap alıntılarını, Atatürk'ün İslama Hizmetleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gazi Mustafa Kemal, Türk toplumunun İslâm dinini daha iyi anlayabilmesi için Kur'an-ı Kerim tefsiri çalışmaları yanında sağlam bir Hadis kaynağına olan ihtiyacı da fark etmişti. Bu yüzden bu konudaki çalışmalarla ilgili olarak da Ahmet Naim Efendi'yi görevlendirmiştir. Ahmet Naim Efendi de titiz bir çalışma sonucunda Buharı'nın sağlam kalmış Hadislerini Türkçeye tercüme etmiştir. Bu eserin ilk üç cildin Naim Efendi tarafından yazılmasından sonra eser, Kamil Miras tarafindan tamamlanmış böylelikle tercime ve tefsir çalışmaları sağlım bir hadis kaynağı ile de desteklenmiştir. Daha sonra yapılan bu çalışma da 1932 yılında çok sayıda bastırılarak Türkiye'nin her yanına yine ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Görüldüğü gibi Atatürk, İslâm'ın temel kaynaklarını Türkçeye çevirtmekte yetinme- miş, bunları bastırarak geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını da önlük etmiştir. Böylelikle O, Türkiye'de dinsel aydınlanma başlatmıştır. 1924 yılından 1950 yılına kadar, 352.000 takım dini kitap bastırılmış ve bunlar Atatürk döneminden başlayarak yurdun en ücra köşesine kadar dağıtılmıştır. Bütün bunlar Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti'nin dine karşı kayıtsız kaldığını ve olumsuz yaklaşmalar sergilediğini ileri sürenlere, verilebilecek en anlamlı cevaptır.
Hz. Peygamber'in (sav) askerî dehası, sevk ve idaredeki başarısını en iyi takdir eden her halde Gazi Mustafa Kemal'dir. Onun değerlendirmelerine Ord. Prof. Şemseddin Günaltay Hoca'nın hatıralarında rastlamaktayız. Şemseddin Günaltay Bey şöyle demektedir: Atatürk, İnönü'ye dönerek; "Hz. Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud muharebesinde en büyük bir komutanın yapabile- ceği bir planı nasıl düşünür ve tatbik edebilir?" der ve önündeki kâğıda Uhud harbinin plânını çizer, İnönü'ye uzatır. Her iki tarafın kuvvet ve durumlarını, alınan tedbirleri, savaştan önceki ve sonraki durumları büyük bir vukufa izah ettikten sonra İnönü'ye; "O zaman orada siz komutan olsaydınız, bundan başka mı hareket ederdiniz?" der. İnönü de aynen tasdik eder. Bunun üzerine Atatürk gözlerini tekrar Günaltay'a çevire rek şöyle der: "Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askerî dehası kadar siyasî görüşüyle de yükselen bir insandıCezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih mesaimize katılamazlar. Hz. Muhammed, bu harp sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak, galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi."
Geri17
72 öğeden 71 ile 72 arasındakiler gösteriliyor.