Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun Hatıraları

Atatürk'ün Yanı Başında

Mustafa Kemal Ulusu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kitaplarla özel bir anısı
“Her seyahatine giderken, yanımıza mutlaka kitaplarını da aldırırdı. Ancak ilk İstanbul seyahatine giderken istediği kitaplar o kadar fazlaydı ki, karton kutular buldurup kütüphaneye getirtmiştim. Tam içine kitapları doldurmak üzereyken Atatürk kütüphaneye geldi ve ne yaptığımı sordu. ‘İstediğiniz kitapları karton kutular aldırdım, onların içine koydurup özel trene naklettireceğim,’ deyince. ‘Dur biraz bekle,’ dedi. Biraz sonra bir baktım iki tane cephane sandığını muhafız alayı erleri getirip kütüphaneye koyup gittiler. Ne olduğunu anlamadan bakıp dururken Atatürk içeri geldi, benim şaşkın şaşkın baktığımı görünce; ‘Nuri oğlum, şaşırdın değil mi? Şaşırma, savaşta bunlarla cephane taşıdık. Bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız bu sandıklara kitaplarımı koy, bunlarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın,’ dedi.. Nasıl şaşırmazdım, bu ne biçim bir kitap sevgisi, ne ulvi bir düşünceydi. Gelen cephane sandıklarını güzelce temizledim, içlerine kağıt koyup, üzerlerine de kitapları özenle yerleştirdim. Ve sandıkları doğru Ankara Garı’na trenimize koymak üzere yolladık…”
Sayfa 56 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Atatürk’ün Kütüphanesi ve Okuma Aşkı
“Atatürk’ün kütüphanesi, Çankaya’da eski köşkünün içinde, köşe bir odadaydı. Bir kısmı camlı, bir kısmı da kapalı dolaplarla kaplıydı. Her konuda, yani askerî, tarihî, edebî, hukukî kitapları, ama en çok tarihî kitap bulunurdu. Kütüphanesi çok zengin bir kitap kaynağına sahipti.. Atatürk’ün kitap okuma zevki ve kitap tutkusunun ta çocukluk yıllarından başladığını herkes bilmektedir. Benim çalışmaya başladığımın ikinci yıllarıydı, tahminen 1929 gibi, Fransızca kitaplara çok merak salmıştı ve Fransa’dan özel olarak getirtirdi. Gençliğinden itibaren zaman zaman roman okumaya da çok meraklıydı. Bilhassa Reşat Nuri Güntekin’in ‘Çalıkuşu’ ile Aka Gündüz’ün ‘Dikmen Yıldızı’ romanlarını çok severek okuduğunu bizzat kendisinden duymuştum. Bunun yanısıra hukuk, ekonomi, sosyoloji dalında da çok okumuştur. Bu çalışmaları yaparken masasında daima lügatlerini de bulundururdu. Kitaplar, kâğıtlar, kara tahta, not defteri, kalemler ve lügâtlar onun değişmez aksesuarlarıydı. Okumayı o kadar severdi ki, kültür sahibi olmak onun için çok önemliydi…
Sayfa 54 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Reklam
Sayfa kıvırmayı çok kızarız
“Kitap okurken altlarını muhakkak kırmızı kalemle çizerek, önemli hususları belirtirdi. Önemli olmayan yerleri ise ya mavi ya da kurşun kalemle çizerdi. Sayfa kıvırmaya çok kızardı. Müthiş bir hızlı okuma tekniğine sahipti. Her zaman müsait olduğunda devamlı okurdu. Tabii ben de her zaman hazır ve nazır onun yanındaydım…”
Sayfa 56 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Nuri Ulusu Bey’e Kütüphanecilik Görevinin Verilmesi
“Birkaç günlük askeri eğitimden sonra Başyaver Rusuhi Bey’in talimatıyla Köşk’e geldim. Benim kitap ve okuma zevkimi daha evvelce kendisine söylediğim için, beni Köşk’ün kütüphanesinde görevlendirdi. ‘Yerin burası, Ata çok okur, çok titizdir, aman çok dikkatli ol,’ diye tembihlemeyi de yaptı. Artık günlerim, her saatim kütüphanede geçiyordu. Benden evvelki kütüphane görevlisi Saip Bey bana her gün yeni şeyler öğretiyor ve yetiştiriyordu. Ama rahatsızlanıp bir müddet sonra da vefat edince, onun asli görevine ben getirildim. Azimle göreve gelir gelmez tüm kütüphanenin hemen hemen her yerini ezberlemiş, adeta kafama resmetmiştim. Çünkü kafama buranın tüm idaresini bir gün elime alacağım, diye ahdetmiştim…”
Hangi Yazarları Severdi?
“Bu kadar okumayı ve yazmayı seven bir insanın tabiidir ki yazarlara karşı büyük bir sevgisi ve saygısı vardı. Zaman zaman onları köşke davet eder, kütüphanede kabul ederdi. Kitaplar üzerinde görüş alışverişinde bulunurdu.. Genç ve vatansever Türk şairleri onun hayranlığını kazanan kişiler olmuştur. Bunların başında Namık Kemal, M. Emin Yurdakul ve Tevfik Fikret gelirdi. Bunların haricinde Ziya Gökalp, Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’yu da takdir ederdi.. Yabancı yazarlardan hayran olduğu ve kitaplarını zevkle okuduğu J.J. Rousseau ile gençliğinde tanışmış olmasını keyifle anlatırdı. Ayrıca Montesquieu da tesiri altında kalıp okuduğu yazarlardandı…”
Sayfa 59 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Bir okuma inceliği: Tülbentler
“Çok kitap okuduğu zaman gözleri kızarır ve yaşarırdı. Onun da çaresini bulmuştum: ince ince tülbentler hazırlar, gözleri yaşarınca verirdim. O da tülbentle gözlerini kurutur rahatlardı…”
Sayfa 55 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
Reklam
Atatürk Ve Tarih
“Atatürk’ün dünya ve Türk tarihi ile ilgili yüzlerce kitap okuduğunu yakinen biliyorum. Ama Türk tarihinin onda ayrı bir yeri vardı. Ecnebi tarih yazarlarının eski Türk tarihi hakkında yazdıklarına pek itibar etmezdi. Hatta bir gün yabancı bir yazarın bir tarih kitabını okumuş ve yarım bıraktığı sayfanın kenarına ‘Bütün dünya Türklerin karşısında’ diye bir not düşmüştü. Bu da onun bizim dışımızda yazılan tarihe pek inanmadığının en büyük göstergesiydi.. Yabancı tarihçilerden E. Pittard, George Muntandon, Albert Sorel, K. Marc, Max Beer gibi isimleri okurdu. Ancak yazar H.G. Wells’i çok beğenirdi. Onun ‘Dünya Tarihinin Ana Hatları’ adlı yazdığı kitabı devamlı okurdu ve adeta ezberlemişti. Kendi okumakla da kalmadı. ‘Bu kitabı herkes okumalı’ diyerek, ‘Hemen bu kitabı Türkçeye çevirin ve çokça da bastırın,’ talimatı verdi. Nitekim kitap hemen tercüme edildi ve dağıtıldı. Kitap yayınlandıktan bir yıl sonra da, hemen hemen aynı temellere dayanan ‘Türk Tarihinin Ana Hatları’ çıktı.. Türk tarihçilerden Mustafa Celaleddin’in kitaplarını çokça okumuştur…”
Sayfa 66 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.