"Bugün her şey yolunda gitmişti ve bunun böyle devam etmeyeceğini bilecek kadar çok şey yaşamıştım. Beni yere yapıştırmadan önce mutlu etmek gibi pis bir alışkanlığı vardı hayatın."
Sesimi duyurmak için bağırmak zorunda kalmıştım. Radyo ayağımın dibindeydi ama nedense onu kapatmaya hakkım yokmuş gibi gelmişti. İnsan müziğin sesini onu bir kalkan gibi her şeyden ve herkesten korusun diye bu kadar çok açardı.
Kayıplar, içinde bir boşluk açar, kendi dünyanın merkezinde simsiyah bir boşluk... Durup düşünmeye, irdelemeye fırsatın olmadan düsüncelerini yutmaya başlar bu boşluk ve hiçbir zaman doymak bilmez.