İçinde kitaba adını veren (orijinal isminin ne olduğunu bilmiyorum) Ateş Yakmakta dahil olmak üzere sekiz hikayenin birleştirilmesiyle Oda Yayınları tarafından oluşturulmuş. Ben “hikayeler” dedim ama kitap kabında ‘roman’ imgesi var. Her hikaye kendi başına ayrık olsada zaman zaman kahramanları ve olayların gerçekleştiği yerler örtüşüyor. Jack London’un usta kaleminden adeta filim izler gibi okuyorsunuz. Her hikayenin konusu hemen hemen aynı. Kanadanın kuzeyi belli bölgeler hava ve mevsim insan bedeninin tahammülünü aşan bir soğuklukta, uzun yolculuklar, kızaklar ve onları çeken köpekler, bazılarını (köpekler) hisleriyle, davranışlarıyla, mücadeleleriyle adeta insan gibi gözlemletiyor yazar. Kitabı okurken gerçek yaşamda tabii ki yazıldığı yılların yaşam ve zaman koşullarınıda dikkate alarak… hep şöyle düşündüm: Neden insalar kuzeyin o vahşi yaşamına kendilerini hapsederler ; daha güneye tarım alanları, medeniyet varken ilkel yaşamı adete avcılık dönemi yaşamı tercih ederler? Acaba diyorum önceleri kürk ve altın merakı olabilir mi? İyi okumalar diliyorum.
