Kitabı yavaş okumam dışında olumsuz tek yanı, birçok kahramanın gözünden okurken asıl kahramanlara daha az yer verildiğini hissetmemdi sanırım.
Seri gittikçe güzelleşirken aynı zamanda beni korkutuyor çünkü; ne zaman ne olacağını gerçekten kestiremiyorsunuz ve okurken acaba yazar bu kişilerin yollarını nerede ve nasıl birleştirecek diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Hikayemizin ana erkek karakterine de nihayet kavuştuk. Kitabı okumadan önce gördüğüm fan-çizimlerinden ismini bilmeseydim, yine de onu tanırdım. Yazar onu bize vermek için neden bu kadar bekletti bilemiyorum. Üçüncü kitap -öncesi kitabını da sayarsak dört- gerçekten çok geç bir kitap. Sağlam okuyucu olmayıp seriden sıkılan biri ana erkek karakteri farklı biri sanabilirdi. Ama sanırım Sara okuyucularına gğveniyor ve güvenlerini boşa çıkarmayacak bir adam için beklemeye değer diyor.
Bu kitapta Cealena ve Rowan'ın karşılaşmalarını, acımasız eğitimlerini ve Cealena'bın Rowan'ın içine nasıl ince ince sızdığını okuduk. Birlikte gerçekten mükemmel bir ikili oldular.
Diğer yandan merak ettiğim bir diğer karakter Siyahgaga Cadısı Manon. Onun ejderhasıyla olan zorlu mücadelesi de beni benden aldı doğrusu.
Sonunun yine merakta bıraktığı seri, damağımda müthiş bir tat bıraktı. Ufak bir molayla seriye hız kesmeden devam etme niyetindeyim. Okumak için bekleyenlere, sonradan pişman olmamak için hiç beklemeyin derim ;)