“Gök kurşuni. Başım biraz yorgun ve içim titriyor. Gök ziyasını benim için kısmış gibi; içimde dinlenmek ihtiyacı var, içimde hafif gıcıklayıcı bir tebessüm var.”
İstanbul'un bir tarafı kangren olmuş bir milletin kalbi gibi cerahat saçarak akıyor,bir tarafı genç,muhal hayallere iman etmiş yepyeni çocuklar gibi konuşuyor, bütün canıyla bu yeni ve müstakbel dünya rüyasıyla yaşıyor.
Ayşe’nin gözleri dudakları ne anlatırsa ,onun ben en bağlı tutsağı oldum .Bir serap gibi dokunulmayan bu kadına dokunmak için hayatta vermeyeceğim , yapmayacağım şey ,kat etmeyeceğim bir uzaklık yoktu.