Sanat tarihçisi Bay Marrow bohem hayatı yaşıyor. Tablolarını incelemek için gittiği evde karanlık ve histerik insanlarla tanışıyor. Sonra polis mafya sarmalına giriyor. Bu olaylarla tanıştığı bir kadınla ilişkiye giriyor. Bu kadın teoride faşist pratikte mazoist, nereden bakarsanız tamamıyla nevrotik. Romanda her bir karakterin, olayların arkasına gömülü sırları var. Bakalım bütün bunlar nasıl ifşa olacak? Romanın sonunda kim tokat yemişe dönecek?
İlginç bu hikayenin yanısıra Bay Marrow, olan her bir olayı detaylarıyla yorumluyor. Bu yorumlar içsel fırtınalar doğuruyor. Balzac tarzı tasvirler de cabası... John Banville, okuyucunun zihnini karıştırmak misyonuyla vatandaşı Samuel Beckett'ı aratmıyor. Bu internet sitesinde bazı yorumlarda okunması zor bir yazar olduğu söylense de edebi yetenekleri fevkalâde güzel. Kitabın ilk cümlesinden itibaren, okuyucu, başarılı bir edebi eser okuduğunu hissediyor.
Yazarı tecrübe etmeniz dileğiyle...
İyi okumalar...
