'SIR' ı okuduktan sonra emeğe saygı çerçevesinde serinin ikinci kitabını okudum. İlk kitapta, 96 yaşında ölen büyükannenin vasiyeti üzerine çocukları, büyük torunlar ve eşleri şampanya ve çeşitli içkiler eşliğinde büyük anne Hüma'nın naaşı başında sabaha kadar müteveffanın anıları okunmuştu. Hüma'nın ilk eşinin ABD'den I.Dünya Savaşı sırasında yurda dönerken Alman denizaltı saldırısı ile batan gemide ölümü trajik bir olay olarak karşımıza çıkmıştı. Büyükanne Hüma, torun Hüma'ya ABD'ye gidip Citibank'taki kasası içerisinde bulunan anılarını içeren defteri almasını ve kendi hikayesindeki eksiklikleri öğrenmesini ve küçük Hüma'nın da kendi yolunu bulmasını ister. Küçük Hüma kocasını Türkiye'de bırakarak 75 sene öncesinin hikayesini keşfetmeye yeni dünyaya gider.
İlk kitaptaki gibi, anlamsız bir yoğunlukta marka, lüks, şatafat sergilendiğini görüyoruz. Eşyaları, objeleri tasvir ederken marka vurgulamalarının bu kadar yoğun olması "ulan acaba gizli reklam mı alıyor yazar?" diye sorduruyor insana. Bence olmamış. Tavsiye etmiyorum.