Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Auschwitz'de Düğün

Eric Hacki

En Eski Auschwitz'de Düğün Sözleri ve Alıntıları

En Eski Auschwitz'de Düğün sözleri ve alıntılarını, en eski Auschwitz'de Düğün kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Annemin sözü hiç geçmezdi. Gerçekten hiç geçmezdi. O zamanlar öyleydi bu işler. Erkekler özgürlüklerini iste­ dikleri gibi kullanabiliyorlardı. Peki, ya kadınlar... Ah, şu kadınlar! Dokuzda eve, on ikide yatağa.
Mağlup bir ordunun ve kaybedilmiş bir davanın temsilci­leriydik. Birincisini silahlarımızı teslim ettiğimizde anla­mıştık. İkincisini zamanla öğrenecektik.
Reklam
Neredeyse herkes katılıyordu kurslara. Amaç yeni bir şeyler öğrenmek değildi sadece; daha önemlisi birlik bütünlüktü ve dikkatimizi dış dünyada­ki gelişmelerden ve şahsi kaderimizle ilgili belirsizlikten başka taraflara çekmekti.
Bütün ölüler, acaba boşuna mı öldüm, sorusunun hu­zursuzluğu içinde yatarlar.
Neden olmasın? Cehennemde her şey mümkün, cen­net bile.
Çocuklu bütün kadınlar kamyonlara yüklenip bilmediğimiz bir yere nakledildiler. Oğlum yanımda ol­madığı için sevinçten havalara uçacak gibi oldum. Kamptaki dördüncü günümde ölümlerden ölüm beğeni­yordum, ama onuncu günün akşamı halen hayattaydım.
Reklam
Ölüm sizi ayırana dek. Fakat o akşam çok uzaklardaydı. Asla kaçınayı aklı­ma getirmemiştim. Çünkü kaçanlar, geride kalanları tehlikeye atarlar. Fakat Ernst Burger'le ben gecenin kö­ründe kamp yolunu izleyerek koğuşumuza doğru iler­lerken kararımızı vermiştik. Kaçacaktık, hem de hemen şimdi, çünkü hala hayatta olduğumuzu bir kez daha fark etmiştik. Bu nikah, kendi varoluşumuzun aksi is­ patlanamaz kanıtıydı.
Sayfa 105Kitabı okudu
Ve en kötüsü, diye yazdı, başa gelebilecek en kötü şey de: insanların iyiliğine olan güvenin sarsılması ve ide­ allerin aslında saçma sapan birer fikir veya kariyer basa­ maklarını teker teker atlamak için kullanılan birer araç ol­ duğunun idraki. Bununla -ve artık yirmi yaşında (savaş bittiğinde yirmi dokuz yaşında) olduğuyla- mazur göster­ meye çalışıyordu okunaksız, garip yazısını; büyük gün­ den, son geceden, ayrılıştan haber veren bu yazdıklarım. Hiçbir yerde, diye yazdı, bu kadar mutsuz olmamıştım.
Sayfa 107Kitabı okudu
Ve Fransız olan her şeye karşı da büyük bir tik­sinti duyuyordum. Çünkü burada insanın yabancılara karşı ne kadar aşağılık davrandığını yakından görmüş­tüm. İspanyollara karşı da öyleydiler, en azından ilk yıl­larda. Tembelliklerinden dilimizi bile öğrenemiyorlar, di­yorlardı. Aradan on yıl geçmiş olmasına rağmen, köşede­ki fırından baget ekmek almaya giden annerne bile kötü muamele yapıyorlardı. Satıcı kadın anlamamış rolünü oy­nuyordu. Annemi anlamıyorlarmış gibi yapıyorlardı. Top­lumla kaynaşamamıştık. Tek bir Fransız arkadaşımız bile yoktu. Defolun gidin artık lafını o kadar çok işittim ki. Bi­ze yük olmaktan başka ne işe yararsınız ki. Sömürgeler­den gelen insanlara nasıl davrandıklarını da gördüm.
Sayfa 143Kitabı okudu
Konuşmak için yolun ortasında duruverirlerdi. Çok şaşırmıştım: İspanyollar hem konuşup hem yürüyemiyor­lardı, konuşmak için durmaları lazımdı. Horozların öter­ken gözlerini kapamaları gibi.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Babamı unutmuş gibiyim. Eskiye nazaran daha az düşünüyorum onu, yaşlanmanın getirdiği bir şey her­halde. Yaşanan büyük siyasi hadiselerde, mesela Maca­ristan krizinde, Prag Baharı'nda veya Sovyetler Birliği'nin dağılmasında aklıma geldi babam hep: Acaba bu konulara ne derdi? Nasıl davranırdı? İçinde acı duygu­lar uyanır mıydı?
Sayfa 157Kitabı okudu
Her zamanki gibi idam mahkumları bir hekim tarafın­dan muayene edildi, sağlık durumlarının başlarına gelecek hadise açısından elverişli olup olmadığını öğrenmek için - her zamanki gibi muayenenin sonucu müspet çıktı. SS'ler de gelmişlerdi, bu tür gösterileri hiç kaçırmazlar­dı onlar.
Sayfa 163Kitabı okudu
Auschwitz'ten kurtulan birinin kalbi sonsuza dek nasır tutar.
Sayfa 167Kitabı okudu
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.