Auschwitz'de Düğün

Eric Hacki

Auschwitz'de Düğün Quotes

You can find Auschwitz'de Düğün quotes, Auschwitz'de Düğün book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Babamı unutmuş gibiyim. Eskiye nazaran daha az düşünüyorum onu, yaşlanmanın getirdiği bir şey her­halde. Yaşanan büyük siyasi hadiselerde, mesela Maca­ristan krizinde, Prag Baharı'nda veya Sovyetler Birliği'nin dağılmasında aklıma geldi babam hep: Acaba bu konulara ne derdi? Nasıl davranırdı? İçinde acı duygu­lar uyanır mıydı?
Sayfa 157Kitabı okudu
Rudi Friemel evlenecekti. Söylecek söz bulamıyordum. Evet, evlenecek, bir İspanyolla, zaten bir çocukları da var. Toplama kampında evlenmek ha? Herkesin öldüğü yerde? Hem de Blok 24'te, yani mektupla yapılan bir nikah de­ ğil, karısı bu olay için kalkıp buraya gelecekmiş, gerçek bir nikah memuru işlemleri yürütecekmiş ve kadın bizimle burada kampta tam bir gün geçirecekmiş ve böylece çocu­ ğun resmi bir babası olacakmış.
Sayfa 100 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Reklam
Ben de mücadelenin hep sürdürülmesi gerektiğine inanmıştım, sonunda tek başına kalsan ve elde avuçta hiçbir şey kalmasa bile
Sayfa 149 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Auschwitz'ten kurtulan birinin kalbi sonsuza dek nasır tutar.
Sayfa 167Kitabı okudu
Bir şeyi söylemeyi unuttum: Eski püskü gömlek ve pantolonları vardı, bir tek Rudi'ninki öyle değildi. Kar n ­ pm en yaşlısı olan Heinz Dürmayer, Rudi'nin nikah tö­ reni sırasında giydiği gömleği tecrit hücresine getirtebil­ mişti. Rudi'nin son arzusu bu muydu, bilmiyorum. Bil­ diğim tek şey onun, güllerle işlenmiş nikah gömleğiyle asıldığıdır. Onun İspanyol karısı bundan hiç haberdar olmadı.
Sayfa 164 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Annem ileri gelen bir sosyalistin kızıydı; babam başlar­ da anarşistti, sonra komünist olmuştu. Hamur u muz epey kaliteliydi, yani. İlk toplantıma katıldığımda henüz on dört yaşındaydım. 1931 ya da 1932'deydi. Galiba 32'de, Ocak 1932. O zamanlar işçi liderleri sınıf mücadelesini ilan eder­ ken çok başka bir yol izliyorlardı. Çok daha zecri, ama bi­ raz da safdiL Burjuvaziye yükleniyor, onları yok etmeye uğraşıyorlardı. Diyorlardı ki, burjuvayı şapkasından tanır­dınız (babamın şapka giydiğini gördüğümde dehşete düş­müştüm), Bastonundan tanırdınız (bir kez daha dehşete düşmüştüm, çünkü babamın hastonu da vardı), kravatın­dan tanırdınız. (ve eyvah! onun kravayı da da vardı). Diyorlar­ dı ki, burjuvazi emekçilerin kanını emiyor. Felç olmuş gibiydim, tastamam felç olmuştum. Ağzımı açıp tek söz ede­ memiştim. Kimsenin suratma bakmaya cesaret edemiyor, tir tir titriyordum; bakın hele, burada bir kan emicinin kızı oturuyor, gebertin onu, demelerinden korkuyordum...
Sayfa 22 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Reklam
Bütün ölüler, acaba boşuna mı öldüm, sorusunun huzursuzluğu içinde yatarlar.
Sayfa 47 - Agora KitaplığıKitabı okudu
daha kötüsü; annesi yanında olmayan çocuk..
Çocuğu yanında olmayan bir anneden daha kötüsü olamaz herhalde.
Sayfa 89 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Üzerime giyecek tek bir şeyim yoktu ve iyi niyetli ba­ yan Vesely, onu asla unutar n ar n , aldı beni götürdü arkada­ şının yanına, bir terziydi, tehcire tabi olmuş kocasını çok ama çok özlüyordu terzi hanım. Minnacık odasında bir yatak duruyordu, tek bir hareketle yatağı dolap haline ge­ tirebiliyordun, hayatımda ilk kez böyle bir şey görmüş­tüm. İşte
Sayfa 114 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Ve en kötüsü, diye yazdı, başa gelebilecek en kötü şey de: insanların iyiliğine olan güvenin sarsılması ve ide­ allerin aslında saçma sapan birer fikir veya kariyer basa­ maklarını teker teker atlamak için kullanılan birer araç ol­ duğunun idraki. Bununla -ve artık yirmi yaşında (savaş bittiğinde yirmi dokuz yaşında) olduğuyla- mazur göster­ meye çalışıyordu okunaksız, garip yazısını; büyük gün­ den, son geceden, ayrılıştan haber veren bu yazdıklarım. Hiçbir yerde, diye yazdı, bu kadar mutsuz olmamıştım.
Sayfa 107Kitabı okudu
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.