"Frankenstein'a benziyorum."
"Çok güzelsin."
"Saçı kuaförlük okulundan terk biri tarafından kesilmiş bir Frankenstein'a hem de."
Gözlerimiz yine buluştu. "Benim gözümde hiç şu ankinden güzel olmamıştın."
"Gözlerini bir doktora göstersen sen."
Hafifçe gülümsedi. "Sen de kafanı göster."
“Galiba sen boş zamanlarında söylenecek doğru şeyler kitabını ezberliyorsun.”
Hafifçe güldü, sonra küçük bir öpücükle dudaklarıma dokundu. “Yok Alex, seni seviyorum, o kadar.”