Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı

Umberto Eco
Tanrı, kendisine meydan okuyarak, göğe erişecek bir kule yapmaya kalkışan insanları cezalandırır: Babil Kulesi´ni yıkar ve kulenin yapımına dek ortak bir dili konuşan insanları farklı diller konuşmaya mahkum eder... Roma´nın dilsel ve siyasal birliğinin çökmeye yüz tuttuğu, Latince´nin yerini Avrupa´da bugün de konuşulan dillerin almaya başladığı yüzyıllarda Avrupa kültürü Babil Kulesi olgusunun yeniden düşünür ve kendisine şu soruyu sorar: Dillerin çoğalması ve farklılaşmasına, Adem´in Dili´ni yeniden bularak ya da onu "Kusursuz Dil" olarak yeniden kurarak çözüm getirilemez mi? Umberto Eco, her zaman olduğu gibi, yepyeni keşifler yapmamızı, dil, kültür, tarih, uluslararası ilişkiler, iletişim gibi birçok konuya yeni bir gözle bakmamızı sağlayarak, bize bu arayışın öyküsünü anlatıyor. Batı kültürünün temellerini atan birçok önemli düşünür için Kusursuz Dil düşü büyük bir çekim alanı oluşturmuştur. Eco, "Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı" adlı kitabında bu düşün izlerini sürüyor. Kitabın en anlamlı jestlerinden biri ise, son sözü Doğulu bir yazara, İbn Hazm'a vermesidir. Eco'nun bu heyecanlı kültür yolculuğuna katılmak ve sonunda İbn Hazm'ın "kusursuz" demokratik yaklaşımını görmek isteyen herkese...
Yazar:
Umberto Eco
Umberto Eco
Çevirmen:
Kemal Atakay
Kemal Atakay
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 328Basım Tarihi: 2009Yayınevi: Literatür YayıncılıkOrijinal Adı: La Ricerca Della Lingua Perfetta
ISBN: 9789750402364Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
328 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Dil'in ne kadar önemli olduğunu bizde başta İlber Ortaylı olmak üzere tarihçilerimiz ısrarla belirtirler. Yazar da bu konuya epeyce takılmış olacak ki, külliyatlı bir eser kaleme almış. Kusursuz bir dil nasıl olmalıdır sorusuna kitap boyunca cevap ararken aklıma sadece Türkçemizin değil aynı zamanda dünya dillerinin nasıl bozulduğunu, çok uzun detaya girmeden birkaç zaman evvel Agatha Christie yazılarını İngilizlerin kendilerinin bile anlamakta zorlandığını öğrenmiştim. Bu kadar kısa sürelerde bu kadar çabuk bozulan diller her yerde mevcut ve birtakım bilinçli insanlar da dillerini korumak için hayatını feda ediyorlar bu çalışmalara. Bunun yanında dil konusunda söylenebilecek pek fazla söz yok. Her şeyi alıp taklit etmemiz mümkün değil lakin güzel şeylere sırt çevirmek de aptallık olur. Aksine almalıyız her güzel şeyden. Mesela bu kitaptan "Dilimize sahip çıkmalıyız." mesajını alarak kendi dilimize sahip çıkmak, kendi dilimizi geliştirmek açısından kullanabiliriz. Bir hegemonya var ve bundan kurtulmamız gerekiyor. İlginç cümlelerle karşılaşıyoruz. Bir diğeri de son zamanlarda başlayan, yazım kurallarına dikkat etme özelliği. Epey hızla yayılıyor bu durum ve bu durumdan çok hoşnutum. Özenti bir çağda yaşıyoruz ama özenilecekse bile böyle güzel şeylere özenilmeli. Özenle yapılan her şey illa ki güzel olacaktır. Oluyor da. Yapanları gönülden tebrik ediyor, yapmayanların da en kısa sürede yapması dileklerimle hepimize iyi okumalar diliyorum..
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil ArayışıUmberto Eco · Literatür Yayıncılık · 200950 okunma
Reklam
295 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
İlgilisi için çok ayrıntılı, konuya derinlemesine giren, tatmin edici bir kitap. Ancak uyarayım yer yer dili çok teknikleşiyor ve dilbilim terminolojisiyle yazıyor. Anlamak güçleşiyor. Konunun felsefi yanını felsefe, mantıkî yanını mantık, hatta matematiksel konuları matematik diliyle yazmış; okumak ciddi bir zihin emeği ve mesai gerektiriyor. Bunda da çeviri sorunları var. Türkçede olmayan cümle kurumları ve ifade kalıpları var. Başka bir Eco kitabında da (Başka çevirmen, başka yayım evi.) aynı sıkıntılar vardı. Acaba İtalyancadan Türkçeye çeviride ya da Eco' nun dilini çevirmede aşılamayan karakteristik sıkıntılar mı var?
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil ArayışıUmberto Eco · Literatür Yayıncılık · 200950 okunma
328 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabımızın yazarını dünyaya tanıtan bence " GÜLÜN ADI " adlı eseridir. Umberto Eco bir semiyoloji profesörüdür yani hastalıklara tanı koyma hekimi..fakat onun başka eşsiz tarafı da dil konularına ve rahatsızlıklarına tanı koymasıdır..Yazarımız bu kitabın da ulusal değil de uluslararası mükemmel dil arayışında yani Adem dili denen tek ve ilk dil düşüncesine ulaşma gayreti..sonuç olarak biraz filoloji ile ilgilenenlere yakın bir kitap ...
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil ArayışıUmberto Eco · Literatür Yayıncılık · 200950 okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Burada kast edilen kusursuzluk, ifadenin kendisi değildir. Rus yazarların Gogol'un paltosundan çıkması gibi Kilise'nin koridorlarindan çıkarak Kendi varlıklarının bilincine varmaya başlayan Rönesans çağı Avrupa toplumlarının, İbranice (Yahudiler)ile ve onun üzerinden giriştikleri filolojik kıyasların sonrasında nasıl Proto milliyetçiğe doğru yol aldıkları görülecektir. Tanrının konuştuğu dil, cennette konuşulan dil,Adem'in dili, ilk dil gibi iddialar ile sürekli herkes toplum kendi dilini öne çıkarmaya çalışmıştır. Leibniz gibi açık bir zihin bu saçma teorilere gülüp geçmiş bir gün Türklerin de bu tür iddialar ile meşgul olacağını (syf107) erkenden haber vermiştir. Kusursuz dil arayışı aslında üstün ırk inancının mihenk taşlarından birisidir.
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil ArayışıUmberto Eco · Literatür Yayıncılık · 200950 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.