Doğu-Batı, Avrupa-İslam, şimdilerde Batı-İslam çatışması şeklinde vaz ettiğimiz söylemsel düzen, tekrarlana tekrarlana öyle bir Frankestein’a dönüşüyor ki, sonuçta, bunlar bir realiteyi ifade eden kavramlar olmak yerine, nerdeyse realitenin yerini alıyor.