Konu açısından güzel bir kitap. 24 yaşında bir arkeolog, piramit araştırması sırasında sevgilisi tarafından kandırılıyor ve diğer dünyaya gidiyor. Sevgilisi kara büyücü ve diğer dünyaya ait. Ve sadece Mısır'ın aynı olduğu farklı bir dünyada buluyor kendini. Mitolojiyi severim ve içinde bolca Mısır Mitolojisi parçaları var. Ayrıca bu dünyada farklı tipler de var. Büyücüler, Nigralar, Tanrıçalar, Ruhsuz Kemikler... Ama yine de, kitap pek hoşuma gitmedi ve sarmadı. Neden peki?
Karakterler klişe Wattpad karakterleriydi. Başrol kız masum, gururlu, normal bir zamanda bir şeylerle başa çıkabilecek güçte ama sevdiği onu kurtarmak zorunda bu yüzden hiçbir şey beceremeyen bir bela mıknatısı. Başrol erkek kaba, kendinden uzak tutmaya çalışıyor ve kızın yanında ne zaman birini görse kafayı yiyor sonra da umrunda değilmiş gibi davranıyor. Başrol erkeğin ikiz kızkardeşi sevecen, kardeşinin tam tersi ve her durumda başrol kızı destekliyor. Ve her ne kadar iyi olsa da biraz yapmacık hissettiriyor. Ayrıca kuzenler arası çekişme, ikinci erkek sendromu gibi çokça şey vardı. En fenası, o dünyada, herkes, sapık. Kız kafasını kapıdan dışarı uzattığı an biri kaçırıyor. Ya köle olarak satacaklar ya da daha beter. Hayır hiç mi insan yok orda? Tamam anladık kız güzel, sarışın mavi gözlü falan da herkes sapık ya. Şunu da atlayamam;
"Benim şampuanım sende nasıl farklı kokuyor, onu anlamaya çalışıyorum."
Afedersiniz ama bu nasıl bahanedir, bu nasıl yavşamaktır?? Ve alakasız ama şu;
"Cehennem Ateşi karanlığa aittir."
Ateş veee... karanlık? daha fazla diyecek bir şeyim yok, benden bu kadar.