Öncelikle biraz yazardan bahsedeyim.
Dianne Hofmeyr, Güney Amerika'da doğmuş, sonra fotoğraf makinesiyle birlikte yaşamı boyunca Mısır, Tunus, Senegal, Çin, Vietnam ve Sibirya'ya seyahat etmiş. Ve öğrendiği bilgileri de bu kitapta bir araya getirmiş. Kitapta ölüleri mumyalamadan tutun, çöllerde insanın başına gelebilecek olaylara kadar çok gerçekçi bir anlatımı var yazarın. İçeriğine gelirsek, Mısır'ın kraliçesinin ölümüyle başlıyor her şey. Üst düzey rahipler bir bacağı aksak olan birinci prensin değil de, küçük kardeşinin kral olmaya daha uygun olduğu kararına varırlar ve onu öldürmeye karar verirler. Rahiplerden birinin kızı olan İsikara, babasının isteğiyle prens Tuthmosis'i suikastten kurtarıp uzaklara kaçırır. Ve bu yolculukta da çeşitli sorunlarla, yoldaşlarla ve düşmanlarla nasıl başa çıktıklarını görüyoruz. İsimler gerçekten geçmişte var fakat olay örgüsü aslından farklı ilerliyor.
Renginden ötürü ilgimi çeken bir kitap olmuştu ve okumaktan da pişman olmadım. Bence hak ettiği değeri görmeyen bir kitap :(
Şimdiden herkese öneriyorum.