Bir kez olsun zamanında gelmeniz bir mucize olurdu, Liebmann," dedi alçak sesle. "Geç kalma konusunda gösterdiğiniz çabadan ve sebattan başka işlerde tamamen yoksunsunuz.
"Sanki zihnindeki bütün düşünceleri uyuşturmak istercesine gitgide daha hızlı koşuyordu ve beyninin tamamı tek bir cümleyi mırıldanıyordu:Daha hızlı, daha hızlı... Her şey bu sözcüklerin ritminde çınlıyor ve karmakarışık çağlayan bir gürültüde birleşiyordu ve Liebmann bu gürültüden donmuş, hissizleşmişti. Böylece köprüyü ulaştı. Orada bir dakika kadar durdu ;yapacağı şeyden korktuğundan değil, titreyen kollarında kendini korkuluklardan kaldırıp atacak gücü bulamadığı için durmuştu. Mahvolmuş yaşamı bir kez daha gözünün önüne geldi ve bedeni bu anının yarattığı ani darbeyle sarsıldı. Tek sıçrayışta parmaklıkları aştı ve yıldırım hızıyla bulanık akıntıya karıştı... Č