Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Ay ve Altı Para
W. Somerset MaughamEn Beğenilen Ay ve Altı Para Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Ay ve Altı Para sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ay ve Altı Para kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.910 üzerinden
Maugham'un "The Moon and Sixpence" adlı romanı dilimizde farklı isimlerde çevirisi bulunmaktadır. Güncel ismi "Ay ve Altı Peni" olmak üzere, "Ay ve Altı Para" -1985 basımlı Can Yayınları- "Aya Doğru" - 1952 basımlı Tülin Kitabevi- basımları bulunmaktadır. Ben de iki basımda bulunmak üzere 1985 basımlı "Ay ve Altı Para"yı okumayı tercih ettim.
Strickland bir gün sahip olduğu her şeyi bırakarak Fransa'ya resim yapmak amacıyla gider. Sanki bir günde duygularından arınmış resim haricinde hiçbir şeyi umursamaz olmuştur. İnsani ilişkilerden tamamen arınmıştır. Romanı okuduğum müddetçe Strickland'a olan siniriniz kademe kademe yükseldi. Yaptıklarını tasvip etmemekle birlikte içten içe geçerli bir nedeninin olmasını istemekteydim. Toplumdan kendini dışlayan bir insanın yine toplumdan aldığı yardımı dahi gözetmemesi, şükranlarını bildirmemesi sinir bozucuydu. Böyle bir bencillikte bir insanın dahi olması hiçte umurumda değil. Hayatımızda böyle bir insan olduğu vakit konuşmayacağımız, görmezden geleceğimiz bir insanın ısrarla topluma kazandırılmaya çalışması, kusurlarını gözden gelinmeye çalışılması çok yanlış. Sonuçta Strickland'ın amacı ve nedeni beni tatmin etmedi. Belki sizleri eder.
240 syf.
10/10 puan verdi
Sevgili öğrencim Samet'in hediye etmesi ile iyi ki de tanıştığım bir yazar ve kitap oldu. Kitap, yazarın hayalî bir ressamın hayatında şahit olduklarını akıcı ve edebî bir dille anlatımından ibaret aslında. Fakat yaşama dair öyle derin tespitler, sorgulamalar ve öngörüler içeriyor ki insanı alıp yeniden doğuruyor adeta.
Sanırım kitaptan çıkarmak gereken en önemli sonucumsu şu olurdu: İnsanlar bazen aslında özlerinin ait olmadığı yerlerde ve ailelerde doğarlar ya da evlilikle böyle aslında ait olmadıkları bir dünyanın içine düşerler. Sonrası derin bir arayış ve buluştur. Bulduktan sonra nasıl davrandıkları ise karakterleridir. Peki ait olduğu yeri, işi, kişiyi ya da hayatı bulan bir insan nasıl davranırsa erdemli olur? Erdemli olmanın kurallarını kim nasıl belirlemiştir? Toplumun bize dayattığı "ahlak(?)" kurallarıyla ilişkimiz gerçekte nasıldır? Strickland'ın başına gelenlere kendi şahitlikleri ile bizi de şahit eden yazar, bize bu soruları derinlemesine düşündürür. Sonra toplumda aykırı olan insanların aslında başka bazı toplumlara ait olabileceğini, yani aslında tektipleştiremediğimiz insana saygı duymayı nazikçe öğretir.
Ay sanatı, altı peni ise dünyalığı temsil eder eserde. Bunun İncil ya da Hristiyan dünyasında anlatılagelen bir hikayeyle de bağlantısı var sanırım. Sanata bakarken dünyayı kaçırmak, yerdeki paraya yani dünyaya bakarken de ayın muhteşem görüntüsünü kaçırmak... Seçim bizim (mi?).
Tekrar, tekrar, tekrar okunursa başka, başka, başka derinliklerimizi açığa çıkaracak bir edebî eser.
Ən sevdiyim kitab
Soruşanda ən sevdiyin kitab hansıdır ? Birinci bu kitabı qeyd edirəm. Bəlkə gələcəkdə ondan qabağa keçən bir əsər olar, hələki cavabım Ay və qara qəpikdir.
Kitap Londra'da düzenli bir hayatı, işi, ailesi olan kırk yaşında hâli vakti yerinde bir adamın ressam olmak için her şeyini bırakıp Paris'e gitmesini anlatıyor. Yazar kitabın ismini şu şekilde açıklıyor: "Altı peni bulacağım diye yere bakarak dolaşırsan, Ay'ı kaçırırsın." Mükemmel bir fikir! Ama isminin anlamı böylesine müthiş, etkileyici bir fikirken gelin görün ki kitapta bu fikir böylesine güzel işlenemiyor. Ana karakterimiz ressam Charles Strickland'in küstah, aşırı kaba tavırları ve az konuşması yüzünden böyle ince bir fikre sahip olduğunu hiç düşünmüyorum. Sadece para ve konfor umrunda olmayan dümdüz bir insan, dümdüz bir ressam gibi.
Kitap bu konuda benden eksi not alsada olayların geçtiği yerler çok güzel tasvir edildiği için aklımda çok güzel sahneler oluştu. Sanki gerçekten güzel bir resim sergisini ziyaret etmişim gibi. Eğer resim yapmakta yetenekli biri olsaydım bu sahneleri çizmeyi çok isterdim.
Mesela karanlık bir kafede karşılıklı satranç oynayan iki adam çizebilirdim. Biri kızıl sakallı, kambur, uzun boylu, parmakları pis bir ressam. Dirseklerini masaya dayamış duruyor. Diğeri şık, temiz, bir bacağını diğerinin üzerine atmış, sırtını sandalyeye yaslamış zarif genç bir yazar.
Veya karanlık bir tavan arasında, pis sandalyede oturan bir adam, karşısında büyük bir tuvaldeki resmi ona gösteren bir ressam.
Veya veya bir ormanın içinde yerlilerle yaşayan kızıl bir adamın gökyüzüne doğru bakışını çizebilirdim.
Kitap edebi olarak insana çok bir şeyler katmasada okuması gerçekten zevkliydi. Güzel bir kaç sahne hayal etmek isteyen herkese tavsiyemdir.
Bu əsəri yenidən oxumaq və xəyallarıma gedən yolda yenidən ondan ilham almaq, o gücü yenidən hiss eləmək necə gözəldir bir bilsəniz!!!
Söhbət Somerset Moemin Ay və qara qəpik əsərindən gedir. İllər əvvəl oxumuşdum və hər zaman düşüncələrimdə inqilab yaradan əsər kimi qiymətləndirmişəm bu əsəri. Arzularıma doğru gedən yola çıraq tutan əsər hansıdır
