Pavese'yi çoğu insan gibi Tezer Özlü'den öğrenip hemen okumak istemiştim. Kendisi 42 yaşında, içinde büyütüp durduğu intiharı gerçekleştiren, Çağdaş İtalyan Edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri. Okuduğum ilk kitabı olması sebebiyle, belki de öyle olduğundan bilemesem de ağır bir kitap, akıcı olmadığı kesin. Ama öyle betimlemeler barındırıyor ki, öylesine çok hissettiriyor ki 'eve dönüş' temasını... İnsan eve döndüğünde neler bekler, ama nelerle karşılaşır en iyi bu kitap anlatıyor sanırım. Pavese'nin kırsala duyduğu sevgi, evine/memleketine duyduğu hasreti her sayfada hissediyorsunuz, aynı zamanda hayal kırıklığını da tabiki... Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını anladığı anlar ve kabullenmekte zorlanışı da aslında hep hayalini kurduğu çocukluğuna özlem, kendi hayatında olduğu gibi. İsminin neden Ay ve Şenlik Ateşleri olduğunu, kitabı okurken çok düşündüm, ve sanırım sonunda cevabımı aldım. Direnişçilere ihanet eden genç kız Santa, öldükten sonra yakılıyor -bknz. geçmişin külleri- , geçen yıllar boyunca ise, yakıldığı alanda birçok kez şenliklerin ateşi tekrar yakılıyor. Yazarımızın yaşadığı çocukluk anıları gibi, gibi sürekli ay altında yanan ateşler...