Küçücük ve incecik yüzündeki, upuzun kirpiklerle gölgelenen şeffaf, açık mavi ve utangaç gözleri, neredeyse her şeye şaşkınca bakardı. Hafif bir esinti çıksa onu alıp uzaklara uçurabilir veya ona hafifçe dokunmaya kalksanız, eliniz değer değmez kırılıp bin bir parçaya dağılabilir izlenimi verirdi. Öyle ki onu, o coşkun ve atılgan, dev cüsseli koca adamın kollarında düşünmek, insanı neredeyse dehşete düşürürdü.