Aydın ne yapıyor? Saati yıllardır ya Paris’e, ya Londra’ya ya Newyork’a, ya Moskova’ya, ya Pekin’e ‘ayarlıdır’; tarihini önemsemez, halkını düpedüz küçümser; beride ne köylü kalabilmiş, ne şehirli olabilmiş, kara kalabalık, kılavuz olarak aydınlarını kaybedince, kendi göbeğini kendisi kesmeye kalkışmış, neticede o ‘lümpen sacayağı’nın ortasına düşmüştür: Bir uçta arabesk müzik, bir uçta Yeşilçam sineması, bir uçta gazino (magazin) basını!