Denemeler

Aydınlar ve Toplum

Antonio Gramsci
Aydınlar, egemen sınıfın elçileridir. Yerine getirdikleri görevler toplumsal hegemonya ve politik yönetimdir.
Edebiyat, edebiyat yaratmaz... yani: ideolojiler ideoloji yaratmaz, üst yapılar da üst yapı yaratmaz, olsa olsa duruk ve edilgin alt yapılar yaratır: bunlar dölsüz yumurtayla değil, "erkek" öğenin, yani tarihin; "yeni insanı" yaratan devrimci etkinliğin, yani yeni toplumsal ilişkilerin yardımıyla meydana gelir.
Belli bir tarihsel ve toplumsal an hiçbir zaman tek yanlı değildir, hatta bir sürü çelişik yanlarla doludur. Belli bir yaşam çabası, ötekilere ağır bastı mı, bu an bir "kişilik" kazanır, tarihin akışı içinde bir "an" olur, tarihsel bir "ucu" temsil eder...
Aydınlar, egemen sınıfın elçileridir. Yerine getirdikleri görevler toplumsal hegemonya ve politik yönetimdir.
Sanat, sanat olarak eğiticidir, yoksa "eğitici sanat" olarak değil...
Şimdiki anı, iyice belirli "anı", çoğu zaman hayli uzak bir geçmişin sorunları yararına çalışmış bir kafa ile nasıl düşünebiliriz? Eğer düşünebilirsek, bu demektir ki, çağımızın dışına çıkmışızdır ve modern dünyada yaşıyan bir varlıktan çok birer fosil, ya da, hiç değilse, garip birer "bileşik" yaratıklarızdır.
Kent ve Köy Tipi Aydınların Değişik Durumu
En ilginç sorun, bugünkü politik partiyle, partinin gerçek kaynakları, gelişmeler ve biçimleriyle ilgili olan sorundur. Aydınlar sorunu bakımından politik partinin durumu nedir, ne olacaktır? Burada bir takım ayrımlar yapmak gerek: 1.Bazı toplumsal takımlara göre, politik parti, sadece kendi organik aydınlarını kendi dileğince yetiştiren bir
Sayfa 28 - ÖrnekKitabı okudu
Ulusal uyanış, geçmişin göklere çıkarılması biçimini almıştır.
Aslında , işçiyi, ya da proleteri belirliyen nitelik, özel olarak kol ve bedenle, ya da araçlarla gördüğü iş değil, belirli koşullar altında ve belirli toplumsal ilişkiler içinde yapıığı iştir.
Aydın, her zaman kendisi için (für sich)’dir; başka deyişle bilinçlidir ve siyasal alandadır. O kadar ki, aydın, sınıfsal konumlanmadaki nesnel yerini, kendi öznel seçişiyle, ideolojik-siyasal tavrıyla saptar. Elbette bu öznel seçiş, bu bireysel irade, belli toplumsal ilişkiler ve deneyimler zemininde ortaya çıkar, ancak yine de bireysel bir seçiştir, bireysel bir iradedir. Bireysel seçişin kendisi, nesnel-sınıfsal koşullar ve pratiklerle kuşatılmıştır ve nesnel bir toplum sahnesinde gerçekleşir. Bu anlamda nesnellikten bağımsız, toplumdan bağımsız bir seçiş yok elbette.
Bir kez çarpıcı bir biçimde inanmış bulunması, inancının sürekli olmasının sürekli bir nedenidir, bu inanç kendine özgü kanıtları bulamasa bile.
Bu, aydınlığa susamış bir ruhun acı haykırışıdır.
Aydın, bir sınıf adına düşünce ve sanat eseri üreterek, o sınıfın toplum üzerindeki ideolojik hegemonyasına veya siyasal yönetimine hizmet eder.
Organik Aydın
Egemen sınıfın toplumsal hegemonya ve siyasal idare işlevlerini yürüten 'vekilleri' veya üst yapı memurlarıdır.
..kişisel çaba alanını seçmek mi, dünya tarihinin oluşumuna etken olarak katılmak mı, kişiliğine dışarıdan vurulmuş damgayı kabul edecek yerde, kendi kendisinin kılavuzu olmak mı daha iyidir?
Resim