Kapağındaki yazıya bakınca sıkıcı bir kişisel gelişim kitabı dursa da, çok daha değişik bir konusu vardı. Kitabımız yaşlı bir adamın, Gabriel adlı bir terziye gelerek şık bir takım elbise diktirmek istemesi ile başlıyor. Fakat terzi Gabriel son derece mutsuz, çünkü boşanma aşamasında ve kızından ayrı. Onun bu halini gören yaşlı adam, bir hafta sonra bu adrese gelmesini, aradığı şeyin onda olduğunu söylüyor. Ve terazinin eline adres yazılı kağıdı verip gidiyor. Asıl olay ise şu! Yaşlı adam terziye üç ayrı kafes içinde, üç ayrı hayvan bırakmış. Kocaman tüylü bir ayı, koca pençeleri olan bir kaplan ve kırmızı gözlü ağzından ateşler çıkan bir ejderha! Terziye ise bir görev veriyor. Ayıdan bir kucak, kaplandan pençe ve ejderhadan bir bakış alabildiğin zaman bütün hayatının gökteki yıldızlar gibi aydınlanacağını söylüyor.
Yazarlar şuna değinmek istemiş; içimizde üç hayvan yaşıyormuş. Ayı kaplan ve ejderha. Ayı duygularımızı yönetir ve bize sevme yetisi verirmiş. Kaplan hareketlerimizi kontrol eder ve varlıklar dünyasında hedeflerimize ulaşmamızı sağlarmış. Ejderha ise gökyüzünden hayatımızı izler ve bize anlam kayacak amacı görmemizi sağlarmış. Onların varlıklarını inkar edersek dengenin yolunu tıkayan üç büyük kötülüğe yani korku, stres ve boşluk hissine yol açan sürekli bir mücadeleye sürüklenirmişiz. Yazarlar ise kısaca şunu diyor; "Tek bedende üç güç. Yenilmez olanın sırrı budur."
Hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi! Sayfalar su gibi akıp gitti. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
