İnsanların her şey hakkında konuşacak o kadar çok şeyi vardı ki.
Ama kelimeler uçuyor ve kirleniyordu, gidecekleri yere vardıklarında da artık aynı kelimeler değillerdi, ama yapacak bir şey de yoktu.
Belki de herkes kelimeler yerine bakışlara, yüz ifadelerine, hareketlere daha çok dikkat etseydi birbirini anlamak daha kolay olurdu. Çünkü bakışlar, yüz ifadeleri ve hareketler, insanların söylediği kelimelerden daha merhametlidir.
Bir haber ne yapabilir, Leyla? İçini yarabilir, zihnini aniden temizleyebilir, yüreğine bir sorumluluğun düşüncesini sokabilir. Hayatını ters yüz edebilir: gelecek bugün sahip olduğun, geçmiş yarın var olacak olur.
Bir haber olmadan önce nedir, Leyla? Henüz bir öfke, intikam, eylem, acı, ikiyüzlülük, korkaklık, korku, umut karışımıyken. Sen gelip de onu pişirip bir haber haline getirince ve onu dünyanın dört bir yanına götürünce o haber zaten gücünü kaybetmiştir; sen onun içindeki çığlığı ve anlaşılmasını sağlayan aciliyeti çoktan almışsındır.