Most Liked Azad Posts

You can find Most Liked Azad books, most liked Azad quotes and quotes, most liked Azad authors, most liked Azad reviews and reviews on 1000Kitap.
Bir gazetecilik efsanesi Nusret Garo
"Sevdikleri incinmesin diye sürekli kendini feda etmiş, gönlüne aldığı yaralardan ötürü ruhu delik deşik olmuş bir insana ne söylerseniz söyleyin, artık onu daha fazla kıramazsınız. Hayatında hiç fedakârlık yapmamış insanlar, şimdi karşıma geçip bana sevgiden bahsetmesin."
Hatırlamak...
Sıkça hatırlar insan ve hatırlamak büyük bir yorgunluktur. Kendi çocukluğunu, çocukluğundaki insanları, büyüme serüvenini, ilk doğum gününü hatırlar. İlk doğum günü ona ilginin güzel ve gerekli olduğunu öğreten ilk hayat ikaz günü de olmuştur aynı zamanda. 3 – 5 yaşında başlar insan hayatı yük etmeye kendine. Daha kendini anlamadan büyükleri, anası babası ağabeyi ablası beni anla, dediğimi yap, şöyle olsana isimli can yakan kelimelerden üretilmiş kurşunlarını sıkarlar çocuk olan senin zihninin üstüne üstüne. Cümlelerden sıktıkları kurşunlar öldürmez ama ağır yaralar, ömrünün sonuna kadar beraberinde gelecek olan yeni ağırlıklar olup eklenir zihin çekmecelerine. Önceleri sen de dert etmezsin, eline geleni atarsın çekmeceye. Yürürsün düşersin, kalkarken yerden alırsın kanayan dizinin acısını atarsın çekmeceye, yürümeye devam edersin, ilk sevildiğindeki kalp çarpıntını, ilk öpüştüğün anda hissettiğin o garip duyguyu, sevilip sevilmediğini sorguladığın o ilk günkü gözyaşlarını, ilk reddedilişini, ilk terkedilişinde tekmelediğin taşlı yollardan havaya kaldırdığın hayal kırıklıklarına benzeyen içi boş tozu dumanı, kavga ettiğinde yediğin yumruklara karşılık veremeyişlerinin öfkesini, hakkın yenildiğindeki haklı hazımsızlıklarını ve daha 32 kısım tekmili birden yaşadığın yerli yersiz korkunu, endişeni, keşkeni, ofunu, pufunu atar durursun zihnindeki farklı çekmecelere.
Reklam
Okuldaki çocuklar; “Hep kuşlar uçuyor, biz neden uçamıyoruz?” der dururlar taklacı güvercinlere bakınca. Çünkü onlara göre bizim buranın güvercinleri insan gibi takla atabiliyor, o hâlde biz de onlar gibi uçabilmeliyiz. Aslında mantıklı gibi ama neden olmuyor ve insanlar uçamıyor, gerçekten bunu ben de bilemiyorum. Belki de kuşlar insandan daha üstündür. Acaba kuşlarda kız çocuklarını oğlan çocuklarından ayırtıyorlar mıdır? Siz uçmayın, erkek olan kuşlar uçsun diyorlar mıdır?
Bence insanın karşısındakiler tarafından anlaşılması ve düşüncelerine değer gösterilmesi bazen sevilmekten bile çok daha anlamlı olabiliyor.
327 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
İki Şehrin Hikayesi kadar beğendim.
Akıcı bir dili var yormuyor ama odaklanma gerektiriyor, konular iç içe ve geriden detayları bilerek takip etmeniz gerekebiliyor. Benzer bir tadı sadece Charles Dickens'in "İki Şehrin Hikayesi" kitabını okurken almıştım, karakterlerin iç sesleri sanki benim iç sesim gibi geldi bu da odaklanmamı kolaylaştırdı. Kapağına bakarak derin bir aşk hikayesi bekliyorsanız yanılabilirsiniz çünkü hayata tutunma mücadelesi, geçmiş ve gelecek arasında sıkışan bir kadının öyküsü Azad. Kitaptaki 2-3 yan karakter de belirgin ama bir tane karakter varki Bay Garo, onu hiç anlatmayacağım, okuyup kendiniz görün, Bay Garo kelimeleri dans ettiriyor gibi ve beim için Azad karakterinin bile önüne geçti, en çok onun olduğu bölümlerin altını çizdiğimi hatırlıyorum. Kadın öyküsü yazan birçok erkek yazarın cümleleri bana gerçekçi gelmezken Azad'ın dili tam tersine sanki hemcinsim olan Azad Ceylan karakteri anlatıyor ben de karşısında dinliyor gibi aktı diyaloglar. Kitabın sadece kitapyurdu'nda olması bence yazar için biraz handikap olmuş çünkü farklı yerlerde de satılıyor olsa eminim daha çok insanın kitaplığında yer bulacak kadar güzel bir eser olmuş Azad.
Azad
AzadSerhat Kaya · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202014 okunma
Benim ablam 13’ünde evlendi gitti karşı köye, ben dokuz yaşındaydım o zaman, o evlenip gittikten sonra evde bütün işleri annemle ben yapmak zorunda kalacağız diye ablamın evlenmesine çok üzülmüştüm, düğününde ağlamam da sırf bundandı, yoksa evden gidişine falan değil. Babam her zaman abimleri, yani erkek olan çocuklarını bir başka seviyordu, bunu gizli gizli de yapmıyordu. Her hareketinde, ağzından çıkan her bir cümleden bunu hissedebiliyordum. Kendisi de gizlemiyordu zaten; “aslan oğullarım, canlarım, yiğitlerim…” gibi abimlere seslenirken babamın ağzından çıkan ifadelere, evimizin senelerdir boya görmeyen duvarları fazlasıyla aşinadır.
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.