İki Kız Kardeş

Azap Yolları 1. Cilt

Aleksey Tolstoy

Azap Yolları 1. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Azap Yolları 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, Azap Yolları 1. Cilt kitap alıntılarını, Azap Yolları 1. Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir şeyi hatırlamak istemiyoruz. Yeter artık(!) diyoruz. Dönün sırtınızı geçmişe! Ne bıraktım arkamda?
— Sevin beni, dedi. Yalvarırım, sevin beni. Istırap çekiyorum çok... Korkuyorum... Yalnızlıktan korkuyorum. Sevin, sevin beni...
Reklam
Henüz vakit geçmemişken, kurtuluşunuzu bulunuz. Çünkü düşüncelerinizle hazineleriniz, tarihin çöplüğüne merhametsizce atılacak...
Kendi kendini incelemeye başladı. “Yakında otuzuma basacağım,” diye düşünüyordu. “Şu ana kadar kendiliğinden biten otlar gibi yaşadım. Bomboş bir çöl! Koyvermişim kendimi! Benzerlerime karşı ne bencil, ne kaygısız yaşamışım. Vakit geçmeden kendimi toplamalıyım.”
Sokağa fırlamak, vahşi bir sesle: “Yaşamak istiyorum, yaşamak!” diye bağırmak geliyordu içinden.
Reklam
insan ancak arzularına uygun, ulaşabileceği birine aşık olabilirdi. Örneğin bir heykele, bir buluta aşık olunamazdı.
... öyle bir dönemdi ki gerçek ve temiz duygular, temiz aşklar, adi ve modası geçmiş şeyler diye görülüyordu. Kimseler sevmiyordu, ama herkes hayatın zevkini çıkarma susuzluğu içindeydi.
Sabah gazetesinden akşam gazetesine kadar saatler akıp gidiyordu. Ekaterina Dimitrievna, çevresindeki insanlar, sadece gelecekle, zaferle barışın hayal edilen günleriyle yaşıyorlardı; bu bekleyişleri pekiştiren her şey sonsuz bir sevinçle karşılanıyordu. Bir başarısızlık haberi gelecek olsa, herkes karamsar oluyor, yılgınlığa düşüyordu. Birer manyaktan farkı olmayan insanlar, kendilerini dedikodulara, nakledilen sözlere, gerçek dışı haberlere kaptırıyorlardı. Gazetedeki bir satır onları coşturmaya yetiyordu... |İki Kız Kardeş -Aleksey Tolstoy
Bu öyle bir dönemdi ki gerçek ve temiz duygular, temiz aşklar, adi ve modası geçmiş şeyler diye görülüyordu. Kimseler sevmiyordu, ama herkes hayatın zevkini çıkarma susuzluğu içindeydi.
Reklam
“Kendi kendine yalan söylemek neye yarar,” diye düşünüyordu. “Mutluluk susuzluğu her şeye baskın çıkar. Her şeyin tersine, mutlu olmak istiyor muyum? İstiyorum.
Otuz beş yaşındayım, diyordu; ama hayatım sona erdi. Aşkla aldatamam kendimi. Alay atının birden tahta at olduğunu anlamaktan daha kederli ne olabilir? Ama bir cesetten farksız olan bu gövdemi daha uzun süre, çok daha uzun süre sürüklemem gerekiyor...
“— Evet Mişa, diye devam etti, saadetimizin değerini bilmiyorduk; saadet kaçtı avuçlarımızdan. Şimdi de burada oturmuş, irademiz, umudumuz yitmiş, içip duruyoruz. Ve rüzgâr mezarımız üzerinde uğulduyor... Piyesin beni allak bullak etti...”
Düşünün bir kere: Kabiliyetli bir halk, zengin bir memleket. Böyle olduğu halde gördüğümüz nedir? Kendini beğenmiş vaiz ağzı.
Kulaklarımıza kadar batağa gömülmüşüz. Halk dipdiri çürüyor.
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.