Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?

Zygmunt Bauman

Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır? Posts

You can find Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır? books, Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır? quotes and quotes, Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır? authors, Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır? reviews and reviews on 1000Kitap.
Sosyal konumumuzu ve hayatta başarılı olmak için girdiğimiz yarışta puanımızı belirleyen başlıca kıstas, alışveriş faaliyetlerimizin ve bir tüketim objesini “daha yeni ve iyisi” ile değiştirmedeki rahatlığımızın seviyesidir.
“Öyle görünüyor ki ,felaketleri anlayıp geldiklerini kabul etmek için mutlaka gerçekleşmeleri gerekiyor.Tüyler ürperten bir düşünce varsa ,o da budur!”
Reklam
Biriyle arkadaş olmak,bizi pohpohlayanlara sadece bir yenisini daha eklemek anlamına geliyor. Franzen; ”Sempatik olmaya çalışmak sevgiye dayalı bir ilişkiye uygun değildir”diye de ekliyor.
“Atalarımız tarafından alınan ve uygulanan kararlardan mıdır bilinmez ,21.yüzyılın başında ,dünyamız beraberlik ve dostça işbirliği şöyle dursun ,barış içinde yaşamaya bile elverişli değil.Hayatımız öyle biçimlendirilmiş ki işbirliği ve beraberlik rağbet görmemekle kalmıyor aynı zamanda zor ve masraflı bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. İnançları ve niyetleri ne kadar asil ve ulvi olursa olsun ,insanların çoğu kendilerini düşmanca,kinci ve hepsinden öte inatçı gerçeklerle (her zaman,her yerde olan hırs ve yozlaşma ,her tarafta rekabet ve bencillik gerçekleriyle bunlardan kaynaklanan,karşılıklı şüpheyi ve sürekli teyakkuz halinde olmayı önerip yücelten gerçeklerle )yüzleşmiş halde buluyor. Böylece bilerek veya bilmeden,kasıtlı veya kasıtsız,HERKESİN HERKESE KARŞI SAVAŞTA OLDUĞU bir dünyayı yineleyip duran bir davranış biçimini benimsemekten başka seçenekleri kalmıyor.”
“Son otuz yılda aldığımız temel ders ,toplumun en zengin üyelerinin pastadan gittikçe daha büyük pay almasına izin veren bir modelin önünde sonunda kendi kendini yok edeceğidir.Bu dersi geri dönüşü olmayan bir noktaya varmadan ,bas bas bağırıp da bir türlü yaklaşan felaket konusunda dikkatimizi çekemeyen ve bizi harekete geçiremeyen mevcut “ekonomik model” kendini yok etme potansiyelini gerçekleştirmeden almalıyız.”
“Dünya nüfusunun en fakir yüzde 10’u sık sık aç kalıyor.En zengin yüzde 10 ise ailelerinin geçmişinde herhangi bir açlık anı hatırlamıyor.En fakir yüzde 10 ,çocukları için en temel eğitimi bile zar zor sağlarken ,en zengin yüzde 10 ,çocuklarının sadece “kendi düzeyindekilerle” ve hatta “daha üsttekilerle” kaynaşabilmesi için gerekli okul ücretlerini ödemeye hazır;çünkü çocuklarının diğer çocuklarla kaynaşmasından korkar hale geldiler.En fakir yüzde 10 neredeyse sürekli,hiçbir sosyal güvenliğin olmadığı yerlerde yaşıyor.En zengin yüzde 10 ise işsizlik geliriyle yaşamaya çalıştıklarını hayal bile edemiyor.En fakir yüzde 10 şehirde günlük işler bulabilirken ya da kırsal alanlarda çiftçilik yaparken ,en zengin yüzde 10’un aylık maaşı garanti altında.Bunların da üstünde,zenginlerin zengini olanlar varlıklarının ürettiği faiz dururken maaşla geçinmeye tenezzül bile etmiyor.”
Reklam
“1979 yılında Carnegie’de yapılan bir çalışma çocukların geleceklerinin kendi akılları,yetenekleri,çabaları ya da hırslarıyla değil,büyük ölçüde sosyal çevreleriyle ,doğdukları coğrafi konumla ve ailelerinin toplumdaki yeriyle belirlendiğini açıkça gözler önüne sermiştir.”
“Dünyanın hemen her yerinde eşitsizlik hızlı bir şekilde büyüyor;zenginler özellikle de çok zengin olanlar varlıklarına varlık katarken ;fakirler özellikle de çok fakir olanlar daha da fakirleşiyor. Dahası,insanlar sadece zengin oldukları için zenginleşiyorlar.Fakir olanlar sadece fakir oldukları için fakirleşiyorlar .Günümüzde eşitsizlik kendi mantığı ve momentumuyla derinleşmeye devam ediyor.Dışarıdan herhangi bir yardıma ,itme kuvvetine ,desteğe veya uyarıcıya ihtiyacı yok.İnsanlar sosyal eşitsizliği icat etmekle kalmayıp,birçok başarısız denemenin ardından ,tarihte ilk defa kendi kendine devridaim yapabilecek hale getirmeye hiç olmadığı kadar yaklaştılar.”
“Toplumun üst kesiminde biriken zenginlik “aşağılara damlamadı”,geriye kalanları zenginleştirmedi ,bizi kendi geleceğimiz ya da çocuklarımızın geleceği hakkında daha iyimser ,daha güvenli veya mutlu kılmadı.”
Welzer şöyle diyor: “Yapılması gereken şey ,özellikle de kriz zamanlarında,vizyonlar veya en azından daha önce düşünülmemiş fikirler geliştirmektir.Bunların tümü kulağa safça gelebilir fakat aslında öyle değil.Kaldı ki,kitlesel boyutta yıkımla yüklü bir trenin, içindeki insanların aksi istikamette koşması halinde hızını ve yolunu değiştireceğini hayal etmekten daha safça ne olabilir. Albert Einstein’ın dediği gibi ,sorunlar daha en başta onlara yol açan düşünce modeliyle çözülemez .Yolu değiştirmek ,bunun için de önce treni durdurmak gerekir.”
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.