"Türklük, beş yüz seneden beri İstanbul'u ve Boğaziçi'ni bütün beşeriyetin hayaline böyle nakşetti. Mimarisini bu şehrin her tepesine, her sahiline, her köşesine kurarken güya: "Artık bu diyar dünya durdukça Türk kalacaktır." dediği hissedilir.
Fetihten sonra İstanbul'a yerleşmiş olan halkın iklimle bu imtizacını kaydettikten sonra, yeni baştan kurmuş olduğu bu şehirde yaratmış olduğu güzelliklerin en yüksek bir kıratta olduğunu söylemek lâzımdır."
Yahya Kemal için İstanbul tabiî güzelliğinin yanında, Türk milletinin fizyolojik olarak kazandığı mükemmeliyeti, kültür ve medeniyette vardığı seviyeyi gösteren bir şehirdir. Bu sebepten olmalı ki o, İstanbul'u çok sever, onun içinde yaşamaktan, onu keşfetmekten büyük zevk duyar.
Türk kültür ve edebiyatında İstanbul'un manasını ilk kavrayan yazar, Yahya Kemal'dir.
Çok beğendim, İstanbul'u bu kadar güzel tasvir etmesi, tarihi ilerleyişi olsun insanı büyülüyor
Bilgilendim..
İSLAMBOL
Istanbul'un fethi, o asırların bütün vak'aları gibi, hem masal, hem de tarih kılığında nakledilir; tarihte zahiri hakikat, masalda ledünni hakikat meknuzdur, güzellikçe, vak'aların daha ziyade masal kisvesi gözleri kamaştırır, tarih kisvesi daha sönük görünür. Fakat bir istisna olmak üzere Istanbul'un fethinde tarih masaldan daha güzel, daha büyük, daha efsunludur. O kadar ki Istanbul'un fethini âteşin bir merakla okumuş olanlar artık masal tarzında okumak istemezler, bunu nefsimde tecrübe ettim. Fethin zevkine vardıktan sonra insan değil masaldan, hatta tarihi vesikalardan bile bıkıyor, yalnız surların taşlarını sevebiliyor.