İnan bana, her şey herkesin istediği biçimde kendi olağan akışında gidecek; ben ne gerçeğe tanıklık edecek biriyim ne de bu uğurda ölecek biri. Artık bu gibi şeylerden çok uzağım.
Kitap, August Strindberg'in, 81 sayfalık, küçük bir oyunu. Konusu, kısaca evin babasının karısı tarafından delirtilmesi üzerine. August Strindberg kim derseniz, kendisi İsveç'in büyük, üretken yazarlarından. Ben de farklı bir yazarın kitabının ''August Strindberg Ödülü'' aldığını okuyunca merak etmiş, Behçet Necatigil'in Türkçeye çevirdiği ''Açık Deniz Kenarında'' kitabıyla yazarla tanışmıştım. Yazarın özgeçmişini okuduğunuz zaman neden hep belli konularda (kadın-erkek ilişkileri) takılıp kaldığını anlıyorsunuz (7 yaşında intihara kalkışan, 13 yaşında annesini kaybeden, başından 4 evlilik geçen bir insandan bahsediyoruz ki zaten böyle birisi ya çok büyük bir yazar ya da çok büyük bir antisosyal olabilirdi kanımca).
Kadın özgürlüğü vurgusu yapan İbsen oyunlarına karşıt olarak; kadın erkek ilişkilerini, aradaki güç mücadelesini ele alır. Süvari yüzbaşı Adolf ve eşi Laura arasında kızları Bertha'nın yetiştirilmesi konusunda kimin etkin ve söz sahibi olacağı tartışması çevresinde; kadın, erkeği ruhen yıkan bir güç olarak tasvir edilir.