Nesiller arası uçurumun çok daha kısa sürede oluştuğu günümüzde ; artık ‘harflerle’ ifade edilen bir nesli temsil ettiğim için , kitabı okurken benden önceki ve benden sonraki nesilleri düşünüp ,yaşadığım ve (muhtemelen) yaşayacağım çatışmalar geçti aklımdan. Toplumun iki uç kesimi diyebileceğimiz Nihilist genç kuşak ve gelenekçi ebeveynlerin aralarında geçen akıcı diyalogların; aynı kişiden hoşlanan ve bazen zıt düşüncelere sahip iki arkadaşın seviyeli tartışmalarının, toplumun aristokrat ve aydın kesiminin halkın gözünde düştüğü durumun film tadında sunumu kitabı sıkılmadan okumayı sağlıyor. Beni en çok etkileyen ve duygulandıran ise iki farklı ailedeki gelenekçi ebeveynlerin ;çocuklarının artık kendilerinden farklı bir nesil olduklarını kabul etmeleri, onların fikirlerine değer vermeleri ve sırf onlar mutlu olsunlar diye çocuklarını severken bile onları rahatsız etmemeye gayret etmeleri oldu.
İster ‘babalar ve oğulları’, ister ‘anneler ve kızları’ olsun, iki nesil arasında görüş ayrılığı olsa da onları bir arada tutan şeyin “karşılıksız sevgi” bağı olduğunu hatırlatan Ivan Sergeyeviç Turgenyev’e çok teşekkürler