Nikolay Petroviç karısını, Pavel Petroviç ise anılarını yitirmişti; Prenses’in ölümünden sonra onu düşünmemeye gayret ediyordu. Fakat Nikolay’da doğru geçirilmiş bir yaşam duygusu kalmıştı, oğlu gözlerinin önünde büyüyordu; tek başına bekâr bir adam olan Pavel ise tersine gençliğin geçtiği, yaşlılığın ise henüz başlamadığı, umuda benzer üzüntülerin, üzüntüye benzer umutların söz konusu olduğu belirsiz, bulanık bir döneme girmişti.