Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Babalar ve Oğullar

Ivan Turgenyev

Babalar ve Oğullar Gönderileri

Babalar ve Oğullar kitaplarını, Babalar ve Oğullar sözleri ve alıntılarını, Babalar ve Oğullar yazarlarını, Babalar ve Oğullar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman bazen kuş gibi uçar, bazen de solucan gibi sürüne sürüne gider ama insanın en çok hoşuna giden , zamanın çabuk mu, yavaş mı, nasıl geçtiği farkedilmeden geçip gitmesidir.
Sayfa 115 - CanKitabı okudu
İnsanlar denizin üzerinde, bir gemide, aynen ayakları karadaymış gibi kaygısızca konuşurlar ve gülerler ama en küçük bir durum olsun, alışılmadık bir şey olduğuna dair en ufak bir belirti ortaya çıksın hemen bütün yüzlerde hep var olan bir tehlikenin her zaman bilincinde olduklarını gösteren bir kaygı ifadesi belirir.
Reklam
İkisi de susuyordu; susmalarından ve yan yana oturmalarından birbirlerine güvenerek yakınlık duydukları daha iyi anlaşılıyordu: Her biri, sanki ötekini düşünmüyor ama onun yakınında olmasına gizlice seviniyordu.
"Genellikle ilke diye bir şey yoktur, şimdiye kadar bunu anlayamamışsın! Sadece duygular vardır. Her şey onlara bağlıdır.”
"Büyük ölçüde bize bağlı olmayan gelecek hakkında konuşmak ve düşünmek hevesi de nedir böyle? Bir şey yapma fırsatı çıkarsa iyi, çıkmazsa, önceden boşuna gevezelik etmediğin için hiç değilse memnun olursun.”
Reklam
"Müzikten, güzel bir akşamdan, sevimli insanlarla konuşmaktan keyif duyduğumuz zamanlarda bile neden bunların hepsi gerçek mutluluktan, yani sahip olduğumuz mutluluktan ziyade bir tür ölçüsüz, bir yerlerde var olan bir mutluluk üzerine ima olarak görünür bize?”
Âşık olmayı becerememiş bütün kadınlar gibi, o da bir şey isterdi ama ne istediğini tam olarak bilmezdi. Daha doğrusu, ona her şeyi istiyormuş gibi gelirdi ama aslında hiçbir şey istemezdi.
Anna Sergeyevna oldukça tuhaf bir insandı. Hiçbir önyargısı, hatta hiçbir güçlü inancı olmadığı için hiçbir şey karşısında boyun eğmez ve hiçbir yere gitmezdi. Pek çok şeyi apaçık görür, pek çok şeyle ilgilenir ve hiçbir şey onu tam olarak tatmin etmezdi; aslında tam anlamıyla tatmin olmak istediği de kuşkuluydu. Zekâsı hem her şeyi merak eder hem de ilgisiz kalırdı: Kuşkuları hiçbir zaman unutma derecesinde sona ermez ve hiçbir zaman kaygı derecesine varmazdı.
"Biliyor musun, ne hatırladım ağabey? Bir gün rahmetli anneciğimle tartışmıştım: Annem bağırıyor, beni dinlemek istemiyordu... Sonunda ona beni anlayamayacağını söylemiştim; biz, farklı iki kuşağa aittik. Çok gücenmişti, bense ‘N’apalım?’ demiştim. ‘Hap acı ama yutmak gerekiyor.’ İşte şimdi de sıra bize geldi, bizim vârislerimiz de bize siz bizim kuşaktan değilsiniz, acı hapı yutun diyebilirler.”
Reklam
"Bütün yaşamını bir kadının aşkı uğruna bir karta dayandıran ve bu kart elinden alındığı zaman da gevşeyip hiçbir şey yapamayacak hale gelen bir erkek, erkek değildir."
Nikolay Petroviç karısını, Pavel Petroviç ise anılarını yitirmişti; Prenses’in ölümünden sonra onu düşünmemeye gayret ediyordu. Fakat Nikolay’da doğru geçirilmiş bir yaşam duygusu kalmıştı, oğlu gözlerinin önünde büyüyordu; tek başına bekâr bir adam olan Pavel ise tersine gençliğin geçtiği, yaşlılığın ise henüz başlamadığı, umuda benzer üzüntülerin, üzüntüye benzer umutların söz konusu olduğu belirsiz, bulanık bir döneme girmişti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.