İstiklal Harbi Hatıraları

Babam Mehmet Akif

Emin Akif Ersoy

Babam Mehmet Akif Quotes

You can find Babam Mehmet Akif quotes, Babam Mehmet Akif book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Safahat şairi boğazlı bir insan değildi. Bünyesine nispeten az yerdi. Lakin güzel yemekleri intihap etmekte bilhassa sanatkarane yapılmış hamur tatlılarını seçmekte zevki selim sahibi idi.
Pek sevdiği arkadaşının esrarengizce öldürülüşü onu çok derinden yaralamış. Meclisten soğutmuştu. Korkmuştu diyemeyeceğim babamı çok iyi tanıdım. Hiçbir zaman korkak değildi. Korkunun ihtirazın, tedbirin, mukadderatın önüne geçmeyeceğine öyle kuvvetli bir kanaati vardı ki; daima mütevekkil her zaman Allah'a güvenir, ondan gelecek her şeye boyun büker ve sinesine çekerdi.
Reklam
Mehmet Âkif bu sıralarda İstiklâl Marşı'nı yaratmış bu muvaffakiyeti 500 lira nakdî bir mükâfat ile tâltif edilmişti. Babam o esnada 500 liraya gerçekten muhtaç bir adamdı. Fakir idi. Parası yoktu. Lâkin mâlum olduğu gibi gönlü çok boldu. İyi biliyorum ki, babam bu parayı almadı, onu Kızılay'a terk etti... Ben İstiklâl Marşı'nı babamın ağzından ezberledim. Birçok yerlerde muvaffakiyetle okudum. Hatta Ankara'da bir müsamerede büyük bir kalabalığa karşı okuduğum bu manzumeyi alkışlamışlar ve bana matbu bir takdirname vermişlerdi.
Mehmet Âkif'in Safahat adı altında kaleminden süzülen 7 ciltlik eserleri arasındaki altıncı kitap (Asım)'a verdiği emek çok fazla ve pek kıymetlidir. Ankara'da Tacettin Mahallesi'nde tamamladığı bu cilde Yunan Harbi başında başlamıştır. Diğer yazıları hakkında büyük bir tevazu gösteren şair, Asım'ı şaheser olarak kabul ederdi. Aruz vezninin Türk edebiyatında bu kitapta vasıl olduğu tekâmülüne, zarafetine kendisi bile imreniyor,
Hintli bir casus, Mustafa Sağîr diye bir İngiliz casusu, Afganistan'daki Afgan Kralını vurmuş... Daha sonra İngilizler tarafından Ankara'ya Atatürk'ü vurmakla görevli olarak gönderiliyor. Fakat Mustafa Sağîr, Ankara'dayken bir türlü Atatürk'ü göremiyor; ama bir yandan da İngilizlerle yazışıyor. "Merak etmeyin, mutlaka vuracağım," diye... Bizimkilere de Hint Müslümanlarını temsilen geldiğini ve onlardan milli mücadeleye yardım için para getirdiğini söylüyor. Fakat Mustafa Sağîr'in -Sağîr, küçük demektir- bir zaman sonra Ankara'da niyeti anlaşılıyor ve asılıyor...
Babam vaziyeti görünce; İyi amma oğlum, biz başımızı sokacak bir yer bulduk da atımıza mı bir ahır temin etmek kalmıştı? Ne yapalım Allah onu da versin!
Reklam
Emin Arapça ile İngilizce ile hiç iyi değil. Zaten onun oyundan başka arasının iyi olduğu bir şeyi henüz göremedik! Mamafih, buraya getirdiğim çok isabet oldu, mütalâasındayım.
İstiklal Marşı şairinin, bu hain İngiliz casusunun iç yüzünü keşfetmekte çok büyük rolü olmuştur. Rol değil, Mustafa Sağir'i suç üzere babam yakalamış. Atatürk 'ün doğrudan doğruya hayatı ile alakadar olan teşkilatlı bir suikaste mani olabilmiştir.
Bizim aptal oğlanla ne yaptın? Çağırdın, tekdir, yahut nasihat etmedin mi? Herifte adamlık kabiliyeti görüyor musun? Her hâlde vazife-i vesayeti kemal-i ciddiyyetle ifa etmelisin! (...) Allah sağlık verirse, 29 Nisan'da İskenderiye'den vapura bineceğiz. Şu hesapça, bir ay sonra görüşürüz. Allah'a emanet ol, kardeşim! Oğlanın işini ihmal etme ha! (Fuat Şemsi İnan'a, 12 Ramazan, 1343 (6 Nisan 1925) Pazartesi).
«Yılmam ölümden, yaradan askerim! Orduma gazi dedi Peygamberim» bu güfte malûm olduğu gibi Mehmed Âkif'indir
371 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.