Babam ve Sevgilim

Fabio Volo

En Eski Babam ve Sevgilim Gönderileri

En Eski Babam ve Sevgilim kitaplarını, en eski Babam ve Sevgilim sözleri ve alıntılarını, en eski Babam ve Sevgilim yazarlarını, en eski Babam ve Sevgilim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onu sevmeyi öğrenmek için tüm dünyayı dolaşmak zorunda kaldım. Ve sonunda anladım ki ondan uzaklaştıkça, aslında ona daha çok yaklaşıyordum.
Sayfa 10
Onunla sessizlikler güzeldi, yuvarlaktı, yumuşaktı. Oysa şimdi rahatsız edici, sivri köşeli ve uzun.
Sayfa 23
Reklam
"O kitapların sayfalarında babamla karşılaşıyorum. Biliyordum ki aynı sayfaları o benden daha önce çevirmişti ve ben de okurken ondan bir iz bulmaya çalışıyordum. Babam, Suç ve Ceza adlı kitapta Raskolnikov ile bir meyhanede aynı masayı paylaşmıştı, Usta ve Margarita'da Berlioz ile birlikte narzan içmişti. Uğultulu Tepeler'de Catherine'in teninin kokusunu benden önce duymuş, Büyülü Dağ'ın sayfaları arasında gezerken Castrol ve Lodovico Semttemvrini'nin sohbetlerine tanıklık etmişti. Kimi zaman bir eşyanın ya da bir olayın detaylarında babamı hayal etmek hoşuma giderdi. Bir barın kül tablalarından birinde onun bıraktığı bir sigara izmaritini bulmak, bir kumsalda onun bıraktığı ayak izlerini görmek veya hızla geçen bir arabanın içindekinin o olduğunu düşünmek gibi... Biliyorum, budala olduğumu düşünüyorsun, ancak bu hayalleri kurmak beni o kadar mutlu ediyor ki..."
Sayfa 97
O, sahip olabileceğim en mükemmel kadındı. Ve ben onu kaybettim. Kendi hatam yüzünden onu kaybettim. Bana daha dikkatli olmamı söylediği her anda, bana daha yakın olmaya çalıştığı her anda, ben tek bir sözümle bile onu kendimden uzaklaştırdım. Artık aramızdaki bu uzaklığı istemiyordum. Ona böyle davranıyordum çünkü beni bırakabileceğini bir an bile düşünmüyordum. Bana aşık olduğunu görüyordum. O, aşık olmaktan ve bu duygusunu sergilemekten korkmayan bir kadındı. Onun bana duygusunu sergilemekten korkmayan bir kadıncı. Onun bana duyduğu aşkın, benim bu kararsızlığımı bastırabileceğine inanmıştım. Oysa bir gün, "Artık yeter," demesi için bir tek saniye, hatta saniyenin onda biri bile yetti ve her şey değişti. Ve ben, fırlatıp attığım şeyin önemini bir an için bile olsa, işte o an fark edebildim.
Sayfa 101
Kendi dünyanı, küçük bir stüdyo gibi inşa etmişsin ve tüm duvarları, yıkıp onu daha büyük bir ev haline getirmek işine gelmiyor. Elinde bir kutu ve bu kutunun da belli boyutları var. İşte sen hayattan ancak bu kutunun içine sığdırabileceğin kadarını alıyorsun. Gözüne daha büyük ve daha ağır görünen her şeyin gitmesine izin veriyorsun. Ne kadar basit, değil mi? Sana önerilen hayatı yaşamayı ve ona ayak uydurmayı reddediyorsun, ancak o hayat senin kutuna sığacak hale gelirse yaşanılır sayıyorsun. 'Kutuları kırmayı' öğrenmelisin. Dediklerimi düşün: sen kutularını asla kırmadın.
Sayfa 104
"Neden acele ediyorsun ki? Eğer kaderin oysa bir bir sene sonra da yine o olacaktır, öyle değil mi?" "Öyle olduğunu sanmıyorum, hayatın içinde öyle durumlar yaşanıyor ki içine girip çıkmak için sadece saniyelere ihtiyaç var. O anı kaçırırsan hayat seni başka bir yöne götürüyor. Benim için doğru an tam şimdi."
Sayfa 125
Reklam
334 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.